AK Parti’de belediye başkan adaylarını belirleme sürecinde oluşturulan komisyon dün ilk toplantısını yaptı. Aday adaylarının farklı aşamalardan geçirilerek elenmesi ve kalan isimler üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmasının ardından açıklanmasıyla sona erecek olan süreçle ilgili milletvekilleri ve teşkilatların görüşleri de alınacakmış.
Ben geçenlerde bu konuya kıyısından köşesinden yine değindim.
Bir belediye başkanının başarılı olup olmadığına milletvekilleri ve teşkilatlar karar veremez dedim. Çünkü iş milletvekilleri ve teşkilatlara kalınca, devreye “benim adamım-senin adamın” tartışmaları giriyor ve gerçekten de adayların hakkı bu süreçte gasp ediliyor.
Diyelim ki, A milletvekili, falanca belediye başkanıyla limoni; bunun sadece Erzurum’da değil, Türkiye’nin dört yanında örnekleri var.
Şimdi o vekil, hakkında görüş beyan edeceği belediye başkanı çok çalışkan olsa bile “evet” der mi?
Bence demez, çünkü o belediye başkanının yerine getirmeyi planladığı mutlaka bir isim vardır. Tıpkı B, C, D, milletvekilleri gibi. Kısacası her vekilin aklında bir isim ve bir aday var.
Her vekil kendi adayını o koltuğa oturtmak istediğine göre; vekillerin beyan edeceği görüşler objektif olmaktan uzak kalacaktır demektir.
Bu işin bireysel boyutu, bir de bu vekillerin teşkilat üzerindeki ağırlıklarını hesaba katalım isterseniz.
Şöyle ki, teşkilat üzerinde hangi vekil etkili ise, teşkilatın istediği de tıpkı vekilin istediği gibi olacak. Vekile göre hangi belediye başkanı (başarılı olduğu halde bile) başarısız ise, teşkilata göre de o belediye başkanı başarısız ilan edilecek.
Şimdi hakkaniyet bunun neresinde?
Şimdi adalet bunun neresinde?
Kaldı ki, bu sadece AK Parti için de değil, bütün partiler için geçerli; kimin adamı varsa, onun adaylığı daha kuvvetle muhtemel oluyor yani.
İşte benim anlatmaya çalıştığım mesele bu: eğer siyasi partilerin genel merkezleri objektif, tutarlı ve hakkaniyet çerçevesinde bir değerlendirme yapmak istiyorsa, vekillerin ve teşkilatların görüşleri dikkate alınacak en son kriter olmalıdır, hatta dikkate bile alınmamalıdır.
Adayın belirleneceği yer sokaktır, halktır, seçmendir. Sokağa soranlar görecektir ki, seçmenler değil başkanlara ya da aday adaylarına, vekillerin kendilerine bile veryansın edecektir.