Zevzekliğin anlamı da yok, ucuz kahramalığın âlemi de yok!
Çünkü Erzurumspor’un bu hafta oynayacağı Amedspor maçının, bundan önceki maçlardan hiç ama hiçbir farkı yok!
Sosyal medyada bir-iki denk gelince, dikkatimizi çekti...
Belli ki bu maçı farklı bir pozisyona oturtan ve de farklı anlamlar yükleyenler var…
Aman ha!
Sakın!
Erzurumspor’un böyle bir gündemi yok, pek tabii ki Erzurum’un da yok…
Bu yüzden karşılaşmayı gölgede bırakacak, saçma sapan tutum ve davranışlardan kaçınalım, buna meyledenlere de fırsat vermeyelim!
Konuşulacaksa eğer oynayacağımız futbol konuşulsun!
Galip gelen taraf biz olalım, galibiyetimiz konuşulsun!
O mükemmel ortalarıyla Orhan Ovacıklı konuşulsun, gol makinasına dönüşen Mustafa Yumlu konuşulsun…
Bırakalım da, Eren Tozlu’nun farkı ve Mamba’nın kıvraklığı konuşulsun…
Öyle değil mi ama?
Kaleci Ataberk’i, Yakup Kırtay’ı, Giorbelidze’yi, Crociata’yı, Roshi’yi, Sefa’yı, Tekliç’i ve Azubuike’yi konuşmak dururken, neden başka şeyler konuşulsun ki?
Erzurumspor’umuzun formasını giyen her bir aslan parçasını, Hakan Kutlu gibi usta bir aslanı ve yönetimsel açıdan üstün performansıyla Ahmet Dal’ı konuşmak dururken, bu şehir gerginliğe neden konu olsun ki?
Aman ha!
Sakın!
Kaldı ki, futbolda en güzel yanıt goldür, galibiyettir, üç puandır…
Aslanlarımız çıkar, babalar gibi mücadele eder ve “Bir Dadaş Gibi” alır üç puanını, rakibinin defterini dürüp gider…
Yapar mı?
Yapar…
Çünkü Dadaş ancak ve ancak kendine yakışanı yapar…
O halde Pazar günü ne diyoruz?
Bir gün olsun terk etmedik… Bak bu güzel günlere geldik… Ömürmüz senin yolunda geçiyor… Efsane geri dönüyor…