Ramazan’da uzun süreli açlıklar olduğu için gün içerisinde kan şekerinin çok fazla düşüş gösterebildiğini ifade eden Diyetisyen Gamze Söylemez, “Burada yapılan en önemli hatalardan biri uzun süre açlıktan sonra iftar menüsüne saldırgan olmak. Dikkat edilmesi gerekenlerden biri bir hurma, bir iki tane zeytin ve bir bardak su ile iftarlarını açmaları bireyler. Daha sonra çorbalarını içtikten sonra 5-10 dakika ara vermeleri gerekiyor. İbadet molası veya vücudu dinlendirme süresine geçebilirler. Ardından ana yemek yenmeli ve mutlaka süt ve süt ürünlerinin iftar sofrasında bulunması gerektiğini tavsiye ediyorum ve mevsim sebzelerinin olduğu üzerine çok az zeytinyağının eklendiği salata ile akşam iftarlarını tamamlamaları gerektiğini belirtiyorum” dedi.
“İftarla sahur arasında hareket şart”
İftarla sahur arasında 30-40 dakika egzersiz yapma tavsiyesinde bulunan Dyt. Söylemez, “Çünkü özellikle Ramazan’da sindirim sistemimizde yavaşlama söz konusu oluyor ve kabızlık problemi ile karşılaşabiliyoruz. Bunun için egzersizin önemi çok fazla. Mutlaka düzenli egzersiz yapmalarını öneriyorum. Yine iftar ve sahur arasında 2-2.5 litre kadar su içilmesi gerekiyor. Su da doğru içilmeli, bir oturuşta çok fazla su içilmemeli. Sahurda daha sağlıklı beslenmek için haşlanmış yumurta, süt ve süt ürünlerinden daha az yağlı ve daha az tuzlu peynirleri kullanmalarını tavsiye ediyorum. Sahurda çok fazla zeytin grubuna girmelerini önermiyorum. Daha sağlıklı yağ gruplarından olan fındık, badem, ceviz, kaju bunların çiğ formlarını tercih edebilirler, susama ihtiyacını da biraz azaltır. Yine koyu yeşil yapraklı sebzeler ve ramazan pidesinden ziyade tam tahıllı yada çavdar ekmeklerine yönelebilirler” diye konuştu.
“Çay suyun önüne geçmesin”
Sahurda özellikle sıvı alımının çok önemli olduğunu ifade eden Dyt. Söylemez, “Her zaman çay suyun önüne geçer. Her içtikleri çay kadar su içmelerini tavsiye ediyorum. İftarla sahur arasında düzenli sıvı, düzenli egzersiz ve günlük üç öğün beslenmelerini öneriyorum. Son olarak iftardan 1-2 saat sonra bir ara öğün yapmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü vücudumuzda biraz vitamin ve mineral kayıpları yaşanabiliyor. Özellikle taze meyve ve sebzelerden kullanabilirler. Taze meyvelerin yanına, 1 çay bardağı kadar süt, ayran, yoğurt grubundan ve yanına da yağlı tohumlar dediğimiz bir kaç tane ceviz, fındık, badem, fıstık grubundan daha yeterli ve dengeli bir ramazan geçirmiş olacaklar” açıklamalarında bulundu.
“Ramazan ayında bağışıklığa dikkat”
Pandemide bağışıklık sisteminin de etkilendiğini kaydeden Dyt. Söylemez, "Özellikle Ramazan ayı geldiğinde besin alımı azaldığı için bağışıklık sisteminde bayağı düşüşler gözlemlenebiliyor. Bir de mevsim geçişleri olduğu için ayrıca gribal ve viral enfeksiyonlarında da artış olduğu gözlemlendi. Bununla alakalı özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeleri öneriyorum. Yani ıspanak olabilir, pazı olabilir, roka, maydanoz, dereotu olabilir. Bu tarz yeşilliklerin üzerine biraz limon sıkılarak tüketildiğinde C vitamini oksidasyonu da artmış olacaktır. Bununla birlikte proteinden zengin beslenmeleri özellikle kuru baklagiller ve beyaz et grubuna yönelmelerini tavsiye ediyorum. Balık, kırmızı et, köfte bu tarz grubun hep biraz daha ızgara formunda tercih edilmesi gerekiyor. Ve en önemli gruplardan biri C vitamini biliyorsunuz. C vitamini daha çok koyuyor, yeşil koyu renkli meyvelerde bulunur. Mesela biraz daha orman meyvelerinden yaban mersini, ahududu tarzı meyveler ya da portakal mandalina grubu ananas yine aynı şekilde çok yüksek oranda C vitamini içerir. Sebzelerden, kahvaltılarda, yemeklerin yanlarında böyle kırmızı kapya biber veya yeşil biberlerden de katabilirler. Bunlar da C vitamini için yüksek olan sebze grubundandır. Ayrıca tahıl grubunda yeterli aldıklarında ve özellikle egzersize önem verdiklerinde yine bağışıklık sistemlerini güçlendirmiş olacaklardır” şeklinde konuştu.