Asgari ücret…

Asgari ücret görüşmeleri bugün yarın başlayacak, ama tartışmaları çoktan başladı bile… 
MÜSİAD’ın asgari ücret açıklamasına tepkiler sürerken, bir hakikati dile getirmekte büyük fayda var… 
Hepimiz işletmeciyiz, hepimiz ticaretin içerisindeyiz… 
Mevcut şartlarda çarkı çevirmek, tezgâhı kurtarmak gerçekten zor iş… 
Asgari ücret elbette artmalı, elbette günün yaşam koşullarına uygun hale getirilmeli; hatta ve hatta 30’u da bulmalı, üstüne de çıkmalı… 
Bunda vicdan taşıyan herkes hem fikir… 
Ve fakat asgari ücrete artış yaparken, piyasaların, esnafın ve işletmecilerin durumu da göz önünde bulundurulmalı… 
Malum, asgari ücret artınca primler de artıyor, işveren giderleri de artıyor, maaş ve stopaj giderleri de artıyor… 
Esnaf kazansa, eyvallah!
İşler tıkırında gitsen, yine eyvallah!
Kazanıpta yanında çalıştırdığına vermeyenden bunun hesabını Allah zaten sorar, zaten çıkarır onun bunun hakkını… 
Ne ki, kazanamıyor esnaf!
Ne ki; borcunu ödeyemiyor!
Gelen her ay, geçen aylardan kalan borçların üstüne borç olarak biniyor… 
O halde şöyle yapılsa: 
Asgari ücret artırılsın, ancak buna mukabil işverenin de yükü azaltılsın!
SSK primleri, Bağ-Kur primleri, stopajlar falan… 
Bir güzellikte bu yolla esnafa ve işletmeciye yapılsın! 
“Ben yaptım oldu” demekle olmaz ki bu işler; hem veren kazansın, hem alan kazansın, sonuçta olacak ne varsa rıza pazarı üzere olsun… 
Bu noktadan hareketle hükümete de hak veriyoruz… 
Artışı cesurca yapsalar, bir türlü… 
Yapmasalar öbür türlü… 
Ama dediğimiz gibi, eğer gözle görülür ve dişe gelir bir artış yapılacaksa da, bu artış yüzünden iyice çıkmaza girecek olan işletmeler de düşünülsün!
Taş ortada…
Buyurun o halde, elimizi altına hep birlikte sokalım…