Transfer tahtasını açamadık, kadromuzu genişletemedik, kadro derinliğimizi kuramadık, yapacak bir şey yok. Mevcutla yola devam edip, elimizden gelenin en iyisini yapacağız.
Fakat takıma önemli bir sorumluluk düşüyor, şahsen ben buna inanıyorum. Bu sorumluluk ise, maçlarda kart görmemek için azami çaba göstermektir. Yani ister sarı, ister kırmızı olsun, takımdan bir kişiyi bile eksiltecek en küçük hamle, takımı aslında yalnız bırakmak ve zora sokmak olacak. Buna da şu ortamda hiçbir futbolcunun hakkı yok.
Samsunspor maçında olanları hep beraber gördük, hocamız yandı, başkanımız yandı, taraftar yandı. Niye yaşayalım ki bunları? Olanare ve Shala kırmızı kart gördü, sonraki maç haybeden gitmiş oldu.
Aynı şeyleri yaşamak ihtimal dahilinde mi? Evet, öylü görünüyor, çünkü herkesin atını itini nallayıp üstümüze geldiği gerçek. Bu yüzden tedbirimizi alacağız ve kendimizi ite köpeğe yem etmeyeceğiz.
Ayakta kalacağız, dik duracağız ve son derece de dikkatli olacak, rengi hiç farketmez; karttan kurttan, itten ve çakaldan uzak duracağız. Bize yakışanı yapacağız, çıkacağız, oynayacağız, kazanacağız ve Dadaş’ın aslında ne olduğunu hepsine göstereceğiz.
Bu sorumluluk bizim, hepimizin. Taşın altına değil elimizi, kolumuzu, hatta gövdemizi koyacağız.
Başka çaremiz yok çünkü.