Ligin zirvesiyle aramızdaki puan farkı 23 olduğuna ve Play-Off sınırı da, 25 puan olarak şekillendiğine göre, bizim rakiplerimiz daha çok küme düşme hattı ve birkaç tık üzerinde bulunan takımlar. Bu hafta oynayacağımız karşılaşma ise tam da bu bölgedeki bir rakibimiz. Yani Gençlerbirliği: puanı bizden az bile olsa sonuçta futbolda neyin ne olacağı hiç belli olmuyor. Hele şu son haftalardaki şanssızlığımızı da hesaba katacak olursak, Allah korusun Ankara’dan da eli boş dönebiliriz yine. Tabi ben yine iyi tarafından bakayım, bu maçtan alacağımız üç puan, kaybettiğimiz puanların yanında pek bir anlam ifade etmese de, ateş hattından uzakta durmamız açısından çok önemli. Çünkü rakiplerle puanlarımız birbirine çok yakın, dolayısıyla tek bir hafta elde edilecek galibiyet hiç kimsenin işine yaramıyor. Bu yüzden ipin ucunu sıkı tutmalı, bu hafta oynayacağımız maçtan 3 puan alabilmek için canımızı dişimize takmalıyız. Buradan takıma çağırıda bulunmak istiyorum, gerekirse kafanızı gözünüzü yarın ve bu maçı kazanın! Tekmeye kafa mı uzatıyorsunuz, kale direklerine mi tosluyorsunuz arktık ne yapıyorsanız yapın, şu şeytanın bacağını bir an önce kırın! Bakın şaka değil, iki sezon üst üste birer puan yüzünden, sadece ve sadece birer galibiyet eksiğimiz yüzünden Süper Lig’den düştük. Yine ufak tefek puanlar yüzünden Süper Lige çıkamadık. Bu yüzden kaybettiğimiz puanları mumla aramak istemiyorsak, gelene-gidene vurmak zorundayız. Başka da şansımız yok.