Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı ve ne yazık ki bizim şehrimizin de milletvekili olan Meral Danış Beştaş, seçim çalışmaları için Adalar’a gitmiş.
Orada kendisine tepki gösteren bir hanımefendiye demiş ki; “Biz bu ülkede ölüm olmasını istemeyen tek partiyiz”
Beştaş’ın bu ifadesine biraz daha gülseydim, muhtemelen gülmekten midem bulanacak ve ağız dolusu kusacağım için de orucum bozulacaktı.
Neyse ki, öyle olmadı.
Şimdi bunlar, yani DEM’liler, bir diğer ifadeyle terör örgütü PKK’nın siyasi uzantıları, başka bir tanımla terör seviciler, yine farklı bir tabirle terörist güzellemeciler, bu ülkede ölüm olmasını istemeyen tek partinin mensubu imişler.
Biz de bunu yedik Meral Hanım!
Bu ülkede kandan, terörden ve çatışmadan beslenen bir tek parti var, o da sizin partiniz.
Bu ülkede bölücülük peşine düşmüş olan bir tek parti var, o da sizin partiniz.
Halkların kardeşliği diye tutturduğunuz türkü ile bu ülkede özellikle Kürt kardeşlerimize en büyük zararı veren bir tek parti var, o da sizin partiniz.
Senin o siyasi temsilciliğini yaptığın terör örgütü, bu ülkeyi bölmekten, sınırları yeniden çizmekten ve sözüm ona kukla bir devlet kurmaktan bahsedecek, bu ülke de bu saçmalıklara tahammül edecek öyle mi?
Ve sen diyorsun ki, bu ülke bölünsün, kimsenin sesi çıkmasın, kimse de ölmesin, öyle mi?
Kusura bakma Meral Hanım!
Bu ülkede herkes kardeş ve Kürtler ve Kürt halkı diye ayrımı yapan sizsiniz. Bizim böyle bir derdimiz olmadığı gibi ayrıştığımız falan da yok. Bizim ağzımızın tadı da yerinde, tuzu da yerinde.
Buna rağmen bu kardeşliği ve birlikteliği bozmaya kim yeltenirse yeltensin, alacağı cevabı da bilir, göreceği muameleyi de.
Yoksa biz de ölüm olsun istemiyoruz ama neylersiniz ki, gözünü vatan toprağına dikmiş olan bilumum hain ve teröristleri avlama gibi güzel de bir geleneğimiz var.
Hem bu gelenek yeni de değil, hainle, çakalla, itle ve köpekle, üstelik de tasmalarını tutan it oğlu itlerle yüzlerce yıldır zaten uğraşıyoruz.
Şerbetliyiz yani…