Bir ara dillerine hayli dolamışlardı…
Aşağı diktatör!
Yukarı diktatör!
Diktatör gitmeli!
Bu düzen değişmeli falan diye boğazları yırtılırcasına bağırıyor, çemkirip duruyorlardı…
Kimdi bu iftiranın öznesi?
Tabii ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…
Düşünebiliyor musunuz?
Diktatör diye suçladıkları liderin ülkesinde, her nasıl oluyorsa o lidere “diktatör” diyebilecek kadar özgürlerdi hem de…
Ve Beşer Esed…
Şam’daki rejim değişikliğiyel ortaya çıkan gerçekler gösterdi ki, bizim mahalledeki ahmaklar meğer diktatör ne demek, onu bile bilmiyorlarmış…
Günlerdir Suriye’deki bilmem ne hapishanesindeki insanlık dışı görüntüleri izliyoruz…
İnsanların kıtır kıtır doğrandığı…
Cesetlerin cayır cayır yakıldığı…
Bırakın örgütü, saldırıyı, terörü ve silahı, Esed aleyhine en küçük eleştiride bulunanlar bile hapsi boyluyordu Suriye’de…
Dikkat edin, “eleştiri” diyoruz…
Ama bizimkiler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ne diyor:
Diktatör!
Yani tek başına bu mukayese bile bizdeki müzmin muhaliflerin kafa yapısını ortaya koymaya yetiyor…
Biz de meşhur bir söz vardır, denilir ki:
-Sen ya hiç yememişsin ya da sayısını bilmiyorsun! Diye…
Bizdeki akılsızlar da bu misal…
Ya hiç yememişler ya da sayısını bilmiyorlar!