Erzurumspor’un Cumartesi günü çıktığı Altınordu maçında ne izlediğimizi bilen var mı?
Futbol mu izledik?
Rezaleti mi?
Sahi ne izledik biz?
Takım dediğimiz Erzurumspor’da, takım ruhu mu vardı?
Üretkenlik mi vardı?
Mücadele mi vardı?
Yoktu…
Çok net konuşalım, takımda sadece şu anlayış vardı:
“Maç bitse de bir an önce gitsek!”
Öyle ya…
İlk ikiden şampiyon olma hedefinin içine ettiniz; şimdi sıra geldi Play-Off’a, değil mi?
Hoş Play-Off diyoruz da, bu takımın Play-Off’tan çıkacağına inandığımızdan falan değil…
Bu beceriksizler onu da beceremezler, çok iyi biliyoruz…
Yani böyle bir maç olabilir mi?
Szumski Aykut’a, Aykut Mustafa’ya, Mustafa Szumski’ye, Szumski Aykut’a… Aykut Estrella’ya, Estrella Hasek’e, Hasek Orhan’a, Orhan Aykut’a, Aykut Szumski’ye, Szumski Mustafa’ya…
Buydu işte…
Maçın başından sonuna kadar izlediğimiz sözde futbol buydu… Bir ara Hasan Hatipoğlu’nu bile arar hale geldik, o derece yani…
Kim ne derse desin, bu iş bitmiştir!
Teknik Direktör Yücel İldiz bu takıma hiçbir şey katamamış ve takımla bütünleşememiştir…
Ve yine diyoruz, kim ne derse desin, Yücel İldiz’le devam ettiğimiz sürece bu takımın Play-Off oynaması bile mümkün değildir…
Aksini iddia etmek ve beklemek, şapkadan tavşan çıkartmakla artık eşdeğerdir…
Gerisi hikaye…