Erzurumspor taraftarlarının sosyal medyada yaptıkları paylaşımlardan şunu anlıyorum: “Futbolcuların takımdan ayrılmaları üzüntü verici olmuş!”
Halbuki böyle bir şey için üzülmeye bile değmez arkadaşlar.
Giden futbolcular bu sezonun başından beri bize neredeyse saç-baş yoldurtanların ta kendileri. Bırakın gitsinler. Bırakın valizlerini toplayıp bu şehri terk etsinler. Formasını giydikleri hangi takıma faydaları olmuş ki, kalıpta bize faydalı olsunlar.
Bu yüzden mavi beyaz renklere sevdalı olan taraftarlarımıza seslenmek istiyorum buradan:
Dünyanın sonu değil, hiçbir şeyin sonu değil. Bu sene olmaz, sonraki sene olur, o sene olmaz, daha sonraki sene olur.
Hoş Allah’ın emri değil ki, Erzurumspor’un her sene Süper Lig’e çıkması. Sonuçta iki kez de çıktık, ancak ne oldu? Çıktığımız gibi de düştük.
Bizim asıl bu sorunu aşmamız gerekiyor. Yoksa Süper Lig’e çıkardık, hatalardan ders çıkarmamışsak ya da buna ilişkin tedbirleri almamışsak, yine düşerdik.
O sebeple çok da fazla kafaya takmadan bundan sonrası için neler yapacağımıza bakmak lazım.
Gidenler zaten gider, önce kim kalıyor, kim duruyor, onlara bir bakmak, ardından gerekli bölgelere gerekli takviyeleri yaparak yeniden başlamak lazım.
Bu sene işimiz zor olacak, çünkü hem yeni çıkan takımlar, hem de bir üst ligden düşen takımlara bakınca, öyle idareten bir kadroyla yürümez bu iş.
Şöyle babalar gibi oynayacak futbolcular bulunur ve takım kadrosuna dahil edilirse, mevcutlar içerisinden ve altyapıdan da takviyeler derken ortaya güzel bir ekip çıkartılabilir.
Ondan sonra önümüzde yeni bir sezon var, takımı oynatabilecek, futbol aklı en üst düzeyde olan bir de hoca bulursak, yeni sezondan ve ligdeki diğer takımlardan çekinmemize gerek kalmaz.
Haksızsam söyleyin! Yani yasa gama batmamızın kimseye bir faydası yok.
Her şeyde bir hayır vardır demiş atalarımız; biz en iyisimi sağlam bir kadro kurup yola kaldığımız yerden devam edelim. Böylesi hepimiz için daha iyi. En azından verem olmaktan kurtuluruz.