Hükümetin bilgi kirliliği ve dezenformasyona karşı harekete geçerek yasal bir düzenleme yapıyor olması sevindirici.
Çünkü gerçekten ‘at izi, it izine’ karışmış durumda.
Sosyal medya öyle bir hal almış ve kamuoyunun enforme edilmesini sağlayan iletişim kanalları öyle bir formata bürünmüş ki, kimin doğru, kimin yanlış konuştuğu neredeyse tespit edilemez hale gelmiş.
İtiraf edelim, öyle okuyan, araştıran ve sorgulayan bir toplum değiliz. Duyduğumuz herhangi bir bilgiyi, teyit ettirmek gibi bir endişemiz de yok…
Misal, geçenlerde denk geldi…
Fotoğrafta Cumhurbaşkanı Erdoğan birisinin elini öpüyor… Tanıyanlar, Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde elini öptüğü kişinin Tarih Profesörü Merhum Halil İnalcık olduğunu zaten bilir de, peki ya bilmeyenler?
O fotoğrafın altına ne yazıyordu, biliyor musunuz?
“Erdoğan, masonların babasının elini öperken…”
Düşünebiliyor musunuz?
İftiranın da ötesinde, ahlaksızlıktır bu!
Ve hemen altındaki yorumlara bir göz geçirelim istedik, ama ne görelim!
Her yorum yazan 10 kişiden en az 7’si bu yalana hem de gözü kapalı inanmış…
Bu ve bunun gibi daha birçok örnek sıralayabiliriz, ancak sıralamak çözüm olmuyor maalesef…
İnşallah bu yeni yasayla birlikte sosyal medyaya da, kendilerini medya mensubu zanneden şarlatanlara da şöyle güzel bir ayar verilir…
Herkes haddini bilsin!
Herkes işini bilsin!
Herkes sorumluluğunu bilsin!
Hiç kimse kimsenin onuruyla, izzetiyle, şerefiyle oynamasın, oynayamasın!
Buna cürat edenlere de hesap sorulsun ve ne kadar haysiyet fukarası varsa gerekirse demir parmaklıkların ardına da gönderilsin.
Medya özgür olmalı, evet…
Ama özgürlük hiçbir zaman haysiyetsizlikle eşdeğer olmamalı!