Kemal Kılıçdaroğlu gidince CHP’de değişim olacağı zannedildi, aslında öyle de oldu. CHP’de gerçekten değişim oldu.
Ben benim öngörülerimi seveyim, nasıl da birebir çıkıyor söylediklerim. CHP’nin kurultay sürecinde anlattıklarım, sonrasında yazdıklarım, hepsi ortada.
Önceden de söylediğim gibi, CHP’de değişim zannedilen şey, aslında parti içi kavgalar olacak demiştim.
Liderlik kavgası olacak, parti gruplara ayrılacak ve herkes birbiriyle kavgaya tutuşacak demiştim. Hatta bir iddiam vardı ki, yine tekrar edeyim. Yerel seçimlerde kazanan kesinlikle CHP adayı Ekrem İmamoğlu olmayacak. O seçimlerin ardından da Ekrem İmamoğlu defteri tamamen kapanmış olacak ve CHP’de herkes İmamoğlu ve Özel ikilisine karşı tepki yarışına girecek.
Sonunda ne olacak, onu da söyleyeyim bari; Kemal Kılıçdaroğlu bu sürecin sonunda yeniden CHP Genel Başkanı olacak.
Bu tarihi bir kenara kaydedin, sonra da oturup seyredin!
Çünkü CHP’nin eski gençlik kolları başkanı öyle iddialarla gündeme geldi ki, dostlar alışverişte görsün türünden yalanlamaların dışında hiçbir itiraz gelmedi.
Kemal Kılıçdaroğlu için kaybettirin talimatını kimlerden ve nasıl aldığını, bu doğrultuda neler yaptığını tek tek anlatan eski gençlik kolları başkanı, aslında CHP’de dönen dolapları tek tek afişe etmiş oldu.
Söyleyeyim, bu yırtık artık yama tutmaz, takke düşmüştür, kel görünmüştür. Bu saatten sonra CHP iflah olmaz, Ekrem İmamoğlu giderayak CHP’ye en büyük zararı vermiştir.
Bu olayları görünce, CHP’nin bu ülkede gerçekten de iktidar yüzü göremeyeceğini çok daha iyi kavrıyor insan. Demek ki, Said Nursi tespitinde çok haklıymış.
Said Nursi demişti ki:”Bu millet ihtiyariyle bu partiyi (CHP) asla iktidara getirmeyecektir”