Hükümetin çalışma hayatıyla ilgili reform niteliğindeki adımlarını tekrar saymak gerekirse:
3600 ek gösterge, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi, EYT ve asgari ücret artışı, şunun şurasında son 6 ayda atılan önemli adımlar olmuştur.
Son olarak asgari ücrete yapılan yüzde 53’lük artış beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş ve herkes şaşırmıştı. Temmuz ayında asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk artışı da hesaba katarsak, sadece yüzde 84’lük artışın asgari ücrete yapıldığı çok açıktır. Ancak dün açıklanan memur maaş artış oranlar, maalesef hükümetin yüksek tuttuğu çıtayı aşağı indirmiş ve memnuniyet uyandırmamıştır. Yüzde 35-40 bandında beklenirken, artış oranının yüzde 25 olarak açıklaması doğrusunu konuşmak gerekirse hayal kırıklığı olmuştur.
Tabi bunu söylememe en büyük gerekçe, enflasyondur, hayat pahalılığıdır. Hani fiyatlar yerinde dursa ve kimse fiyat istismarına kalkışmasa tamam da, artışlar devam ediyor. kaldı ki bir örneği de, hükümetin vergi oranlarında yaptığı yeniden değerlemeler de verilebilir. demem o ki, hükümet kaşıkla verdiğinin maalesef kepçeyle geri alınacağı bir ortamı halen daha tesis edememiştir. Asgari ücrete bir yılda yüzde 84, taşeron işçilere son bir yılda yüzde 75-85 oranında zam yapılırken, memura yüzde 25’i reva görmek hakikaten de hayal kırıklığı olmuştur.
Hükümet ne yapmalıdır?
Madem enflasyonun düştüğüne inanılıyor, o halde düştüğü kamuoyuna da gösterilmeli ve çalışan kesim buna mutlaka ikna edilmelidir.
Aksi halde şu kanaat hasıl olur ki; o da hükümetin memuru gözden çıkarttığıdır.