Çocuklarımızdan dert yanıyoruz genellikle; gerek arkadaş, eş ve dost ortamlarında ve gerekse de sosyal medyada bunu sıklıkla dile
getiriyoruz…
Neymiş efendim, çocuklarımız internette çok zaman geçiriyorlarmış!
Neymiş, başlarını televizyon ve telefondan kaldıramıyorlarmış!
Neymiş, kitap okumuyor, ders çalışmıyorlarmış!
Neymiş, muhabbet etmiyorlar, aile içi ilişkilerden bişe uzak kaçıyorlarmış!
Tabi bunları diyoruz demesine de, “Neden?” diye sorup, sorguluyor muyuz hiç?
Öyle ya!
Bu çocuklar bu hale kendi kendilerine gelmediler sonuçta…
Bizi örnek aldılar, bizi!
Elinden telefonu düşürmeyen babalarını, televizyonda o dizi senin-bu dizi benim diye zapping yapan annelerini örmek aldılar…
Baba kitap okumadı ki, çocuğu da kitap okusun!
Anne sorumluluğunu yerine getirmedi ki, evladı da sorumluluk yüklensin…
Baba eve gelir muhabbet yok!
Evlat eve gelir, iletişim yok!
Anne kendi halinde, kardeşler başka alemde, her bir aile ferdi evin bir başka köşesinde vakit geçirip duruyor sonuçta…
Şimdi hiç kimse kalkıp da, “Biz evde böyle değiliz!” demesin…
Çünkü bahsini ettiğimiz şeyler öyle ya da böyle yaşanıyor her evde…
Neden mi?
Neden olacak, çocuklarımıza bizler örnek oluyoruz da, ondan…
O yüzden çocuklarımızdan müşteki olmak yerine evvela kendimize bakacağız hayat aynasında…Ve aşımıza ne doğramışsak, kaşığımızda onu bulacağız…
Anneler!
Babalar!
Haydi, çocuklarınızdan şimdi dert yanın da, görelim!