Hükümeti çok çetin bir sınav süreci bekliyor.
Öyle ki, daha şimdiden sıkıntıyla karşı karşıya kalmış bir siyasi iktidar var.
Bu sorunlar aşılır mı, bize sorarsanız aşılır.
Bu millet öyle badirelerden atladı ki geçmişte; bunları da atlatır, bunları unutur, bunları da geride bırakır.
Ama tabi bu tek taraflı olmuyor!
Bunu hükümet de isteyecek, siyasetçiler de isteyecek.
Şuna bir mana veremiyorum mesela:
Ekonomik krizin tüm dünyayı etkisi altına aldığı bir dönemde ve ortamda şu afilli iftar sofralarının anlamı nedir?
Yani milletin aklıyla dalga geçmek değil midir?
Domatesin bile tane işi alınabildiği bir dönemde lüks restoranlarda iftar pozları vermek neyin nesidir, hangi aklın sesidir?
Enflasyon almış başını gidiyor!
Asgari ücrete, işçiye, memura ve emekliye yapılan zamların hiçbir anlamı kalmadı; eridi ve gitti.
Yetmez gibi, EYT mevzuu var, 3600 ek gösterge var, sözleşmeli personel konusu var.
Var da, var.
En önemlisi de bunca yoğun gündem arasında önümüzdeki bir yıl içerisinde genel seçim var.
Bunun üstesinden nasıl gelecek hükümet dersiniz?
Bu kafayla ve bu mantıkla olmayacağı kesin!
Bir kere israftan kaçınılacak!
Bir yerde okumuştum Almanya’da makam aracı sayısı 9300, Japonya’da da 9800 adetmiş.
Peki, Türkiye’de kaç adet?
Tam 285 bin…
Üstelik tamamı ithal ve de çok ağır vergi yükleriyle alınan araçlar. Konuyu belki dağıttım; ancak muradım hasıl olmuştur diye düşünüyorum.
Kısacası hükümetin işi çok zor!
Hele bu kafayla çok daha zor!