Rahmetli Süleyman Demirel, Başbakan’dır. Yüksek enflasyonun ne kadar büyük bir tehlike olduğunu bilen Süleyman Demirel, Bakanlar Kurulu toplantısında der ki; “tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur”
Şimdi günümüze bakınca, aynı tehlikenin tam da yanıbaşımızda olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Herkes enflasyondan ve hayat pahalılığından dert yanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta enflasyona karşı vatandaşın korunacağını ifade ediyor. Bu iddiasını Allah için defalarca da gösterdi. Ama ne yazık ki, vatandaşı enflasyona karşı koruma altına alma girişimleri her seferinde yapılan yeni zamlarla akamete uğramaya başladı.
Örneğin havalar henüz daha tam olarak soğumadı, fakat doğalgaz faturaları daha şimdiden kabarmaya başladı. Geçtiğimiz yıl kış ortasında gelen faturalar, bu yıl daha kış gelmeden yazılmaya başlandı. Önümüzde Aralık var Ocak var Şubat var Mart var, ki aylarda kış en şiddetli haliyle geliyor. Vatandaş bu faturaları nasıl ödeyecek, bu yükün altından nasıl kalkacak? Hadi diyelim Ocak ayında çalışanlar zam alacak, asgari ücret artacak. İyi güzel de, yapılan bu maaş artış artışları hemen peşi sıra gelecek olan zamlarla buhar olup gidecek. Yani hiçbir anlamı da kalmayacak hiçbir kıymeti de kalmayacak. Benim demem o ki, hükümetin bu fahiş fiyat artışlarına karşı acilen tedbir alması gerekiyor. Çünkü bu iş maliyet artışlarını etiketlere yansıtmaktan çıktı, tamamen istismara dönüştü, üstelik yaşamın her alanına sirayet etti. Buna karşı tedbir alınırsa ne ala; ama eğer ki bunun bir çaresi bulunamazsa Süleyman Demirel’in de dediği gibi tencerenin yıkacağı iktidarlara bir yenisi daha eklenecek. Hoş bilinse altılı masadan bir cacık olmayacağı; belki yine mücadele edilip sabredilir ama ne yazık ki aynı tencerede şu anda altılı masa için aş kaynıyor.
Cumhur ittifakının dikkatine sunulur!