Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Son kabine toplantısından bu yana gerçekleştirdiği programlarla ilgili değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Ülkemizin önde gelen tarım, sanayi ve turizm bölgelerini birbirine bağlayan Çanakkale'mize daha önce hizmete açtığımız otoyolun ve köprünün tamamlayıcısı niteliğinde yeni yatırımlar kazandırdık. Ayvacık-Küçükkuyu yolu ile Asos ve Troya Tünelleri bölgenin kuzey-güney aksındaki trafiği önemli ölçüde rahatlatacak bir projedir. Yatırım bedeli 4,6 milyar lira olan bu eser, aynı zamanda Kaz Dağları'na zarar vermeden 50 dakikalık yolculuk güzergahını 5 dakikaya indirmiştir. Çanakkale'mize yakışır bu projenin şehrimize, bölgemize ve ülkemize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Aynı gün ülkemize ziyaret gerçekleştiren Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile verimli bir görüşme yaptık" dedi.
"Ülkemizin bir daha böyle felaketlere maruz kalmaması için gereken çalışmaları yürütüyoruz"
12 Ekim'de Kazakistan'ın başkenti Astana'ya bir ziyaret gerçekleştirdiğini anımsatan Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ile birlikte Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 4. toplantısına başkanlık ettiklerini belirterek, “Muhtelif alanlarda imzalanan 6 yeni anlaşma ile Türkiye-Kazakistan işbirliğini daha da güçlendirdik. Ertesi gün yapılan liderler zirvesinde alınan kararla teşkilat haline dönüşen Asya'da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı vesilesiyle de çok sayıda ülke temsilcisi ile bir araya gelme imkanı bulduk" dedi.
Bartın'daki maden kazasına da değinen Erdoğan, "Zeytinburnu'na kazandırdığımız, içinde kütüphaneden buz pistine kadar pek çok tesisin yer aldığı Beştelsiz Millet Bahçesi'nin açılışını 14 Ekim Cuma günü yaptık. Aynı gün ülkelerimiz arasındaki yüksek düzeyli işbirliği toplantısı için Katar Emiri kardeşim Şeyh Temim ile bir araya geldik. Maalesef 14 Ekim Cuma akşamı milletçe hepimizi yasa boğan acı bir haberle sarsıldık. Bartın'ın Amasra ilçesindeki bir kömür madeni ocağında meydana gelen patlamada 41 kardeşimizi şehit verdik. Ertesi günkü Diyarbakır programınızı erteleyerek Amasya'ya gidip hem çalışmaları yerinde inceledik hem şehitlerimizin cenaze törenlerine katıldık. Hem de ailelerine başsağlığı diledik. Pazar günü de İstanbul'da tedavi gören madencilerimizi ziyaret ederek geçmiş olsun temennilerimizi kendilerine ve yakınlarına Çam ve Sakura Hastanesi'nde verdik. Ülkemizin bir daha böyle felaketlere maruz kalmaması için gereken çalışmaları yürütüyoruz" diye konuştu.
"Atacağımız adımlar arasında bölgede madenciliğe özel bir meslek lisesi açma projesi de bulunuyor"
Aralık 2021'de mesleki eğitim merkezlerinin yetişmiş insan gücü ihtiyacını daha yüksek oranda karşılamasını sağlamaya dönük bir değişikliğe gidildiğini hatırlatan Erdoğan, "Hedefimiz bu yıl sonuna kadar 1 milyon gencimizin çırak, kalfa ve usta olarak mesleki eğitim merkezlerinde yetişmesini sağlamaktır. Daha önce 159 bin olan mesleki eğitim merkezlerindeki kayıt sayısı şu anda 910 bine yükselmiş durumdadır. Kasım ayında yıl sonu hedefimize ulaşacağımız ve sonrasında da hedefi geçeceğimiz anlaşılıyor. Ayrıca mesleki ve teknik liseli gençlerimiz için cazip hale getirecek ilave düzenlemelerin hazırlıkları içindeyiz. Bartın'daki benzeri kazaların önüne geçmek için atacağımız adımlar arasında bölgede madenciliğe özel bir meslek lisesi açma projesi de bulunuyor. Yaşanan kaza ile ilgili iş güvenliğinden teknik eksiklere kadar her konu inceleniyor, araştırılıyor. Ortaya çıkacak sonuçlara göre gerekenin yapılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Amasra'dan alınan dersler ışığında ülkemizdeki tüm madenlerin durumları baştan sona gözden geçirilmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
Geçtiğimiz hafta başında Anayasa Mahkemesi'nin yeni üyesi Muhterem İnce'nin yemin törenine katıldıktan sonra Dünya Süryani Katolik Patriğini kabul ettiğini söyleyen Erdoğan, "Salı günü insan kaynakları ofisimizin e-insan projesinin tanıtım töreninde bu çerçevede yürütülen çalışmaların kapsamlı bir değerlendirmesini kamuoyuyla paylaştık. Çarşamba günü meclisteki grup toplantısının ardından yaklaşık 20 bin muhtarımızın katılımıyla Ankara Muhtarlar Evi açılışını ve 100 muhtar hizmet binasının temel atma törenlerini gerçekleştirdik" dedi.
"Bu kadar kısa sürede alınan mesafeye bakınca Azerbaycan ile orta vadede daha neler yapabileceğimizin tahayyülü milletimizin takdirine bırakıyoruz"
Erdoğan, "Perşembe günü Azerbaycan'a giderek Zengilan Havalimanı açılışını kardeşim İlham Aliyev ile birlikte yaptık. Vatan savaşı sonrasında Azerbaycan ile ilişkilerimizi yeni bir seviyeye çıkardık. İlişkilerimizin tapusu niteliğindeki Şuşa Beyannamesi'ni yıldırım hızıyla meclisimizden geçirerek bu yeni dönemi tescilledik. Azerbaycan'ın azad olan topraklarında rekor hızla inşa edilen Fuzuli ve Zengilan Havalimanlarını bölgenin gelişmesi ve kalkınması bakımından stratejik hamleler olarak görüyoruz. Bu ziyaretlerimizde bölgeye canlılık getirecek bir diğer önemli adım olan mayınların temizlenmesi projelerini de hızlandırma kararı aldık. Azerbaycan ile diğer bazı kardeş devletlerinde katılımıyla üçlü formatlarda ticaret, ulaştırma ve enerji alanlarındaki işbirliği ufkumuzu genişletecek çalışmalar yürütüyoruz. Kardeşlerimizle ilişkilerimizi karşılıklı ziyaretler ve işbirlikleri yoluyla her seviyede güçlendiriyoruz. Hiç şüphesiz bu ziyaretler içinde Aralık 2020'de Bakü'de katıldığım Zafer Geçidi'nin ayrı bir yeri vardır. Yine bu dönemde tercihli Ticaret Anlaşması'nı sonuçlandırırken kimliklerle seyahati de mümkün kıldık. Eğitimde Maarif Vakfı okullarının resmi açılış törenini Bakü'de yapmakta kalmadık, Azerbaycan Türkiye Üniversitesi'nin de ahd-i temellerini atma noktasına geldik. Normalde çok uzun yıllar alacakken bizim kısa sürede tamamladığımız bütün bu gelişmeler asla küçümsenemeyecek, hepsinin arkasında kuvvetli bir siyasi iradenin sonuç almak kararlılığının olduğu adımlardır. Bu kadar kısa sürede alınan mesafeye bakınca Azerbaycan ile orta vadede daha neler yapabileceğimizin tahayyülü milletimizin takdirine bırakıyoruz" açıklamasında bulundu.
Azerbaycan ziyaretinin dönüş yolunda AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım ile koruma görevlisi Oğuzhan Demirci'nin yaralandığı kazadan duyduğu üzüntüyü dile getiren Erdoğan, "Kendilerine Rabbimden şifalar diliyoruz. Kendilerini hastanede ziyaret ettiğimiz yaralarımızın hiçbirinin hayati tehlikesi olmadığını görmekten de memnuniyet duyduk. Bir kez daha Binali Yıldırım, Şamil Ayrım ve Oğuzhan Demirci'ye geçmiş olsun dileklerimizi şahsım ve arkadaşlarım adına iletiyorum. Cuma günü partimizin Bilgi ve Teknoloji Başkanlığının gerçekleştirdiği 'Blokzincir' İstanbul programında teknolojinin insanların önüne sunduğu fırsatlar ve yol açtığı tehditler konusunda yaptığımız kapsamlı değerlendirmeyi katılımcılarla paylaştık. Aynı gün İslam İşbirliği Teşkilatı Enformasyon Bakanları Toplantısı'nda misafirlerimizle birlikte dezenformasyon konusunun gündemde olduğu şu günlerde dünyadaki İslam karşıtlığı ve medyanın bundaki rolünü de ele alma fırsatı bulduk. Yine cuma günü İstanbul'da Uluslararası Emek Konfederasyonu Birliği'nin kuruluşu vesilesiyle ülkemizde bulunan sendika temsilcilerini kabul ederek bu yeni oluşum sebebi ile kendilerini kutladık. Cumartesi günü Malatya'da toplu açılış töreni, gençlik buluşması ile dolu bir gün geçirdik. Yaklaşık 60 bin kişinin katıldığı bu toplu açılış töreni, gerçekten coşku ve heyecan doluydu. Havalimanından toplantının yapıldığı alana kadar bu coşku bizleri de heyecanlandırdı" ifadelerini kullandı.
"Bölücü terör örgütünün zorla kopardığı evlatlarına kavuşmak için mücadele veren cesur Diyarbakır annelerini yürekten selamlıyorum"
Gece Malatya'ya kaldıktan sonra ertesi gün ertelediği Diyarbakır ziyaretini gerçekleştirdiğini söyleyen Erdoğan, "Malatyalı ve Diyarbakırlı kardeşlerimizin her birine bu ziyaretlerin her birinde bize gösterdikleri sevgi, coşku, muhabbet için şükranlarımı sunuyorum. Diyarbakır'da yine resmi rakamla ifade ediyorum 70 bin kişinin katıldığı bu toplu açılış ve miting çok farklı heyecana, coşkuya vesile olmuştu. O ziyarette de yine bir başka heyecan, bir başka coşku vardı. Bu vesileyle bölücü terör örgütünün zorla kopardığı evlatlarına kavuşmak için mücadele veren cesur Diyarbakır annelerini yürekten selamlıyorum ve kendileri ile de orada görüşme imkanı buldum. İnşallah aynı heyecan ve gayretli önümüzdeki günlerde de pek çok programla ülkemize hizmet etmeyi sürdüreceğiz" dedi.
"Türkiye yüzyılı hedefimiz, aynı zamanda inanç, kültür, medeniyet köklerimizi de yeniden ihya edeceğimiz bir atılımın adıdır"
Yarın Cumhuriyet tarihinin en büyük konut, işyeri ve arsa projesinin ilk temel atma törenini gerçekleştireceklerini söyleyen Erdoğan, ”Cuma günü Türkiye yüzyılı müjdesi ile milletimize duyurduğumuz vizyon belgemizin tanıtım törenini Ankara Kapalı Spor Salonu'nda yapacağız. Cumartesi günü 29 Ekim programlarının ardından 2023 hedeflerimizin sembol projelerinden Türkiye'nin otomobili TOGG'un banttan indirme törenine katılacağız. Ayrıca kasım ayında Türk Devletleri Teşkilatı Liderler Zirvesi ve G-20 Liderler Zirvesi'nin de aralarında olduğu çok önemli Endonezya Bali'de yapılacak olan bir dizi yurtdışı programımız olacak. Önümüzdeki yıl hasıl olacağımız Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına büyük bir heyecanla, şevkle, coşku ile hazırlanıyoruz. Bizim için bu yıl dönümü sadece yeni devletimizin 2'nci asrının başlangıcını ifade eden bir takvim değişikliği olmanın ötesinde manalara sahiptir. İşte bu anlayışla Anadolu toprakları üzerinde son bin yılda kurduğumuz 3'üncü devletimiz olan Cumhuriyetimizi siyasi, ekonomik, sosyal, diplomatik alanlarda milletçe hayalini kurduğumuz seviyeye çıkartacak atılımın adını Türkiye yüzyılı koyduk. Ülkemizin ve medeniyetimizin tüm kazanımları üzerinde yükselteceğimiz bu vizyon yeni nesillere bırakacağımız en büyük mirasımız olacaktır. Uzunca bir süredir dile getirdiğimiz 2053 ve 2071 vizyonlarını Türkiye yüzyılının inşası yolundaki basamaklar olarak görüyoruz. Üstelik bu atılımı, dünyanın tarihi dönüşüm yaşadığı bir dönemde hayata geçiriyoruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu süreç siyaseti, ekonomisi, sosyal ve kültürel gelişmeleri ile dünyada olup bitenlerden bağımsız değildir. Dünya geçtiğimiz asrın ortalarına doğru faşizmin sultasından, 30 yıl önce de komünizmin yanlarından kurtulmuştu. İnşallah bu dönemde de dünyamız parıltılı kavramların ambalajı içinde önümüze getirilen ve insan fıtratını bozarak onu yeniden felaketin eşiğine sürükleyen sapkın dayatmalardan kurtulacaktır. Her alanda büyüyen, güçlenen, kalkılan, hak ve özgürlüklerini genişleten bir Türkiye için çalışıyoruz. Türkiye yüzyılı hedefimiz, sadece milletimizin refahını yükseltme, sadece ülkemizi bölgesel ve küresel güç haline getirme gayesi taşımıyor. Bu aynı zamanda inanç, kültür, medeniyet köklerimizi de yeniden ihya edeceğimiz bir atılımın adıdır" diye konuştu.
"Ülkemizin bu hususta da hak ettiği iklime kavuşacağı günlerin uzak olmadığına inanıyoruz"
Erdoğan, 85 milyona seslenerek, "85 milyon vatandaşımızın her birine seslenerek diyorum ki: Gelin Türkiye yüzyılını geçtiğimiz 20 yılda hayata geçirdiğimiz demokrasi ve kalkınma altyapısı üzerinde hep birlikte inşa edelim. Gelin bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023‘ü ülkemizin en büyük atılımın başlangıç noktası haline getirelim. Ülkemizin çözülmemiş hiçbir meselesini bırakmamak için çıktığımız yolda hangi fedakârlıklarla neler yaptığımızın en yakın şahidi milletimizi bizatihi kendisidir. Biz bu gayretleri gösterirken kimlerin de ülkeye ihanet pahasına başka gündemlerin peşinden gittiğini en iyi milletimiz biliyor .Sınırlarımıza saldıran, şehirlerimizi kana ve ateşe bulmaya çalışan terör örgütlerinden kendi milletine silah doğrultan darbecilere kadar can ve mal güveliğimize kadar nice tehditlerle mücadele ettik. Teröristlerin ülkemizi yangın yerine çevirmeye çalıştıkları günlerden devletin tepelerine binen yumruğundan kaçacak delik aradıkları günlere gelmiş olmanın huzuru içindeyiz. Milletimizin temel hak ve özgürlüklerini, ülkenin hayati çıkarlarını, kısır hesapları, sinsi niyetleri ve ideolojik saplantıları için örseleyen vesayet güçleri ile kavgaya tutuştuk. Partimizi kapatma girişimlerine kadar varan bu tür yanlış girişimcilerin artık akla bile gelmeyeceği demokratik olgunluk seviyesine ulaştık. Tüm umudunu ülkenin ve milletin felaketi üzerine kuran kifayetsiz siyasetçilerle uğraştık. Ülkemizin bu hususta da hak ettiği iklime kavuşacağı günlerin uzak olmadığına inanıyoruz" dedi.
"Her bir vatandaşımızı layık olduğu haklara, özgürlüklere, refah düzeyine, gelecek güvencesine kavuşturmakta kararlıyız"
"Türkiye'nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığını hazmedemeyen emperyalistlerin farklı görünüm ve alanlardaki oyunlarıyla boğuştuk" diyen Erdoğan şunları kaydetti:
"Maruz kaldığımız çifte standartları, gizli açık ambargoları, sinsi tecrit çabalarını fırsata dönüştürerek kendi göbeğimizi kesecek adımlarla her alanda gücümüze güç kattık. Hamdolsun özetle ifade etmeye çalıştığımız engelleme çabalarının hepsinin de üstesinden gelerek demokrasi ve kalkınma devrimlerimizi birer birer hayata geçirdik. Bugün de ülkemizin önündeki tüm sorunları çözecek mücadeleyi vermeyi, gayreti göstermeyi sürdürüyoruz. Kökenine, inancına, meşrebine, siyasi ve sosyal tercihine bakmadan her bir vatandaşımızı layık olduğu haklara, özgürlüklere, refah düzeyine, gelecek güvencesine kavuşturmakta kararlıyız. Vatan topraklarının her karışında hakim kıldığımız huzurun gelişme ve kalkınma iradesinin engellenmesine, umutlarımızın üzerinin gölgelenmesine asla arıza göstermeyeceğiz. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla, işçisiyle, memuruyla, sanayicisiyle tepsisiyle her kesimden insanımız bizimle olduğu müddetçe Allah'ın izniyle önümüzde duracak, bizi engelleyecek güç tanımıyoruz. Ülkemizin zenginliğini milletimizin her kesimiyle adil şekilde paylaşma ilkemizi sosyal devlet projeleri ile hayata geçirmeyi sürdürüyoruz."
Türkiye'nin en kapsamlı ve etkin sosyal programlarının AK Parti hükümetleri döneminde hayata geçirildiğini söyleyen Erdoğan, "Bunun sebebi, milletimizin eskisine göre temel ihtiyaçlarını karşılamakta daha çok sıkıntı çekmeye başlaması değil insanımızın hayat standardına ilişkin çıtanın yükselmiş olmasıdır. İhtiyaçlar değiştikçe sosyal yardım programlarımızın içeriğini de zenginleştirerek ihtiyaç duyduğu her yerde ve her durumda insanımızın yanında olduğumuzu gösterdik. Nitekim geçmişte sadece yakacak ve gıda gibi birkaç başlık da destek alabilen ailelerimiz, bugün elektrikten doğalgaza, kiradan kırtasiyeye geniş bir alanda Devleti yanlarında bulunmaktadır. Aynı şekilde sosyal destek verilen kesimlerde engellilerden, yaşlara, eşi vefat etmiş kadınlardan eğitim çağındaki çocuklara kadar kuşatıcı bir zenginliğe sahiptir. Biz sadece bu yaygın ve etkin yardım sistemi ile herkesin elinden tutmakla kalmadık, sosyal destek sistemimizin mantığını da değiştirdik. İhtiyaç sahibi olmanın özellikle ötesinde büyüğüyle, annesiyle, çocuğuyla bir bütün olarak ailenin tamamını koruyacak, gözetecek, güçlendirecek çalışmalara ağırlık veriyoruz" dedi.
"330 Aile Destek Merkezi sayımızı 656'ya, 47 Sosyal Dayanışma Merkezi sayımızı 116'ya çıkarıyoruz"
Erdoğan, "Bugün sizlerle aileye yönelik hizmetlerimizi genişletme amacı taşıyan yeni bir adımın müjdesini paylaşmak istiyorum; bilindiği gibi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımız vasıtasıyla kadınlarımıza ve çocuklarımıza yönelik çalışmalar için kurduğumuz Aile Destek Merkezleri ve Sosyal Dayanışma Merkezleri var. Bu merkezlerde kadınlarımızı üretken hale getirmeye, çocuklarımızın akranlarıyla sağlıklı gelişmelerini gelmelerini sağlamaya yönelik faaliyetler yürütülüyor. Kadın ne kadar güçlü olursa hem kendi hayatında hem çocuğunu yetiştirmede hem tüm aileyi ayakta tutmak da o derece başarılı olacaktır. Son dönemde milli ve manevi değerlerimizi tahrip ederek aile yapımızı yıkmaya yönelik tehditlere karşı aldığımız tedbirleri bu merkezlerimizi güçlendirerek takdim ediyoruz. Bu amaçla ülkemizde hala faaliyette olan 330 Aile Destek Merkezi sayımızı 656'ya, 47 Sosyal Dayanışma Merkezi sayımızı 116'ya çıkarıyoruz. Bu yaygınlaştırma da önceliği de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemize veriyoruz. Önümüzdeki yıl için bu merkezlerde yürütülecek faaliyetlere 1,2 milyar liralık kaynak ayırdık" dedi.
"Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yürüttüğü sınır ötesi harekatlara iftira atan Tabipler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir"
Türkiye Tabipler Birliği Başkanı'nın 'kimyasal silah' açıklamasına tepki gösteren Erdoğan, "Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yürüttüğü sınır ötesi harekatlara iftira atan Tabipler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Ayrıca bu ismin üzerinde de çalışmalarımızı yürütecek, gerekirse yasal düzenleme ile bu ismin de değiştirilmesini sağlayacağız. Terör örgütünün diliyle konuşarak ülkesine ve ordusuna alçakça bühtan eden böyle bir şahsın adı Türk ile başlayan bir kurumun başında olmasının milletimizin her bir ferdini rahatsız ettiğine inanıyorum. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturmanın sonuçlarına ve mahkemelerin vereceği kararlara göre hem bu kişiyle hem de bu kurumla ilgili gereken adımlar atılacaktır. Bu çerçevede Kabine Toplantımızda ilgili bakanlarımıza Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni bir yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatını verdik. Meslek örgütlerini ideolojik saplantılarının borazanı hâline getiren terör örgütü destekçilerini buralardan temizleyerek bu yapıları kuruluş amaçlarına uygun faaliyetlere yoğunlaştırmakta kararlıyız" diye konuştu.