Transfer sezonu başladığında bir şey söylemiştim; taraftarlarımız Erzurumspor’daki yaprak dökümü için üzülürken, ben aslında üzülmememiz gerektiğini, Erzurumspor’un tam tersine yüklerinden kurtulduğunu yazmıştım.
Katılan oldu, katılmayan oldu, ancak zaman beni bir kez daha haklı çıkardı. Novikovas’ın Samsunspor’a yaşattıkları ortada, ki daha bu başlangıç.
Emircan gitti, kime ne faydası oldu?
Mücahid Albayrak, onun geleneğidir, birkaç maç oynar, ondan sonra saldım bayıra Mevla kayıra der, kenara çekilir.
İsimleri tek tek sayacak değilim, herkes biliyor kimlerin kumaşının ne olduğunu. Bu yüzden Erzurumspor’un kayıpta olduğunu bugün bile düşünmüyorum ben.
Gelelim yönetim değişikliğinden sonra yaşanan sürece.
Ömer Düzgün döneminde hepimiz biliyoruz ki, takıma bir küskünlük vardı, tavır vardı. Ama Ömer Düzgün’den sonra göreve gelen Ahmet Dal, takım içindeki bütünleşmeyi , camiayla olan münasebeti o kadar güzel düzene koydu ki, camia hiç olmadığı kadar birlik ve beraberlik içerisine girdi.
Takımdaki aidiyet ruhu ortada, mücadele, hırs ve iştah da ortada. Esen bu güzel rüzgarları güzelce değerlendirirsek, devre arasına çok rahatlıkla kendimizi atar ve ondan sonraki süreçte yerinde ve nokta transferlerle ikinci yarının da tozunu atarız.
İnşallah takımımız bugün Ankara’da 3 puanın sahibi olur da, rahat bir nefes alır ve özgüven içerisinde önümüzdeki maçlara bakarız.