Yabancı belgesel kanallarından izlediği tasarımlardan etkilenerek böyle bir çalışmaya karar verdiğini anlatan Özer Tiritoğlu, evinin çok dayanıklı olduğunu ve her türlü ihtiyacın düşünülerek projede yer aldığını belirtti. Evin içerisinde tek tek anlatan Özer Tiritoğlu, “Burası yatak odamız, ebeveyn odası olarak tasarlanmış olmaktadır. İçerisinde açılır pencere var, havalandırma mahiyetinde kullanılmaktadır. Yatağa yattıktan sonra kendi prizi kendi lamba anahtarı var lambasını ister yakar ister söndürür. Burası soyunma odası veya elbise dolabı olarak kullanılacak çekmeceli bir alanımız. Aynı zamanda çamaşır makinesi koyulacak alanımız arka kısmında. Bulaşık makinesi, arka kapak açılarak değerlendirilebilecek bir alan. Aynı boyutta banyo lavabo olarak kullanılıyor, el işçiliği ile yapılmış birinci sınıf malzeme kullanılmıştır. Mutfak lavabo, çekmeceleri hem sandık amaçlı kullanılabilir, hem gizleme alanı olarak kullanılır kullanma alanlarımız bu şekilde” diye konuştu. Evde bulunan koltukların kendi tasarımı olduğunu anlatan Tiritoğlu, “Oval oluşu dolayısıyla kendimiz tasarlayarak iskeletini döşeme aksamını kendimiz yerinde yaptırdık. Koltukları açınca çift kişilik yatak oluyor. koltukların altı büyük bir alan olduğu için saklama alanı olarak kullanılabiliyor” dedi. Projeye deprem öncesinden başladıklarını söyleyen Tiritoğlu, “Üç aydır çalışmamız devam ediyor. Tamamen kendim Avrupa’daki yapılan işlerden burada tasarlayıp, kendi mizacımda olanı kendim kullanacağım şekilde neler yapabilirim diye düzenleyip yaptım. Çok da güzel bir eser çıktı. Çıkardığımız eserden çok memnunuz. Aşağı yukarı üç ay sürdü, yalnız ben bir yıldır üzerinde çalışıyordum, neler yapılabilirim, küçük bir alana yaşam alanının nasıl sıkıştırabiliriz, hem küçük olsun, hem kullanışlı olsun. Beş kişilik bir biz aileyiz, kendim içerisinde yaşayabileceğim şekilde tasarladım ve onun üzerinde çalıştım. Küçük olsun, şirin olsun ve sağlam olsun bu düşünce ile yaptım. Allah’a şükürler olsun Allah da mahcup etmedi, güzel bir şey çıkardık ortaya. Dadaşın Bayram Şekeri olarak adlandırdık. Biz tamamen her detayını kendi elimiz ile işledik, dışarıdan başka esnaftan destek almadık. Hem ahşabını hem çeliğini kendimiz işledik. Önce çelik şase üzerine çelik bariyerleri her bir 75 santimde bir çelik bariyer yuvarlak halkalar halinde 60’a 60 3 milimetre profilden halkalarımızı 75 santimde bir vurduk. Sonrasında içten ve dıştan lambri olarak döşerken arasına da izocam yerleştirerek ısı yalıtımı sağladık. Kışın sıcak yazın serin olmasını istedik. Aynı zamanda hidrofor bağladık, Hidroforumuz su basıncı olmadığı zamanda dahi 300 litre kapasitesi var. Hidrofor sayesinde su basıncı olmadığı zaman tesisatımıza su vermiş olacağız. Isıtma sistemini ise, zaten küçük bir yer olduğu için nefesle dahi ısınabilir. İsteyen yan taraftan açmış olduğumuz cam sayesinde şu an onu da tasarlıyoruz soba ekleyebilir ama gerek olduğunu düşünmüyorum iki gözlü bir ocak buna yeterli olur. Toplam alanı ise, 21 metrekare veya 21 metrekare diyebiliriz; iç alanı ise 18, 19 metrekareye düşer. Biz şimdi bunu öncelikle şu şekilde değerlendirdik; taşınabilir olsun, kolay taşınsın ama istenirseniz tekerlek takılarak konteyner gibi yürütülsün; isterseniz altına iki adet duba bağlayıp denizin üzerine bırakın, isterseniz 4 adet teker takın şasesi ile beraber tırın arkasına bağlayarak istediğiniz yere götürebilirsiniz. Ama maliyeti yükselmesin diye taşınabilir mobil villa yaptık. İçerisinde televizyon antenine kadar hasar verilmemesi için kendim montaj yaptım televizyonunu ekledik, buzdolabı ve mini çamaşır makinesi isteğe göre eklenebilir” şeklinde konuştu. Fiyat olarak şu anda öngördükleri fiyatın 650 bin TL olduğunu dile getiren Tiritoğlu, “Maliyet bayağı yüksek oldu. Küçük olmasına bakmayın hem çift kat hem çelik bariyer üzerine ahşap kaplandığı için ahşap olan her yerin altında çelik bariyer var bu yüzden maliyeti çok yüksek. Yüksek olan maliyette fiyatını 650 bin TL fiyat vermek durumunda kaldık. Allah depremde ölen bütün kardeşlerimize rahmet eylesin. Biz bu projemizi afet öncesi tasarladığımız için afet aklımızda yoktu. Tabii ki Türkiye'nin de bir gerçeği afet. Bu yüzden afete de çok dayanıklı olduğuna dair iddia ediyorum. Yanımızda şu anda 5 katlı bir bina var, Allah saklasın zaten burası terkedilmiş metruk bir bina yıkılsa bunun üzerine dökülse buna hiçbir zarar veremeyecek sadece dışta oluşacak yaralanma olabilir. Çünkü içerisindeki 75 santimde bir olan çelik bariyerler onun baskıya dayanmasına karşı gelip direnç gösterecek. Yer yarılıp yutmadığı sürece Allah’ın izni ile buna hiçbir şey olmaz” dedi. Tiritoğlu, bayramın ilk gününü eşi ile burada geçirmek istediklerini sözlerine ekledi.