Şu muhalefet medyasının tutumunu da anlamış değilim. Kemal KIlıçdaroğlu’nun gitmesi için parti içinde başlatılan girişimleri derba diye sunmaları yok mu, evlere şenlik türden.
Ne demek darbe?
Darbe dövmek, yaralamak, hasar vermek, zarar vermek anlamında kullanılırken, liderin değişmesinin istendiği bir partide genel başkana karşı demokratik bir direnç gösterilmiş olunması niye darbe olsun canım.
Ona bakarsanız, asıl Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı darbe. Sen parti tabanına rağmen o koltuğa yapışmış kalmışsan eğer, liderliğe çökmüş ve darbe yapmışsın demektir. Meseleye bir de bu yönünden bakmak lazım bence.
Yok gizli kapaklı toplantılar yapmak yanlışmış. Niye yanlış olsun, adamlar kulis yapıyor, kendilerince bir organize hareket içindeler.
Yani Kemal Kılıçdaroğlu bilmiyor mu kendisine muhalif olanların boş durmadığını? Ne yapsalardı, halka açık bir mekanda toplantı mı yapsalardı Kılıçdaroğlu’nu liderlikten uzaklaştırmak için?
Şunu da yanlış anlamayın, burada Ekrem İmamoğlu’nun yüzünü yıkıyor değilim, ondan yana bir tutum ve tavır sergiliyor da değilim.
Benim ki dışarıdan mesele bir bakış çünkü. Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı bırakması da umurumda değil, Ekrem İmamoğlu’nun genel başkan olması da umurumda değil.
Ben sadece muhalefet medyasının içine düştüğü saçma sapan durumdan bahsediyorum.
Yok darbe, yok bilmem ne, yok gizli kapaklı toplantı.
Kimse kusura bakmasın ama işlerin bu raddeye gelmiş olmasının tek sebebi de, yine Kılıçdaroğlu’nun kendisidir.
Bu yüzden mesele darbe nitelemesi yaptırtarak kendini acındırmaya kalkışmasın, ajitasyon da yapmasın! Böyle olmasını Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi istedi, başkası değil.