Bu konuya hiç girmeyecektim ama yazılıp çizilenlere bakınca, ben de mevzuya bir el atayım dedim. Biliyorsunuz, Ali Demirhan Erzurum’a bir iş adamı ile gelmişti. Katarlı bu iş adamının Erzurumspor’u almaya niyetli olduğu, edinilen bilgiler arasında yer alırken, bu yazının kaleme alındığı saat itibariyle henüz bir açıklama yapılmamıştı. Ali Demirhan ve sosyal medyadaki taraftarlarına göre, Çarşamba günü konu netliğe kavuşmuş olacaktı. Sonra yeniden yazılıp çizilmeye başlandı, denildi ki, konu netliğe Perşembe ya da Cuma günü kavuşmuş olacak.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Ben bu kulüp satın alma işinin aslının olmadığını düşünüyorum. Çünkü daha hiç kimse Demirhan’ın yanındaki Katarlı iş adamının bile kim olduğunu bilmiyor. Kaldı ki, aradan neredeyse bir hafta geçmiş, ortada halen daha atılmış somut bir adım yok. Sanırsınız, adamlar Erzurumspor’a değil de, Paris Saint Germain’e talip…
Haksızsam söyleyin lütfen!
Bir haftadır ne bu türkü, ne bu tatava?
Aşağı Demirhan, yukarı Demirhan, sağ Demirhan, sola Demirhan… Demirhan nerde, ortalarda yok. Yok geldi, geliyor, uçağı kalktı, iniyor, yok pistte, yok yolda, yok bilmem nerde…
Eee?
Hani Demirhan?
Çarşamba günü geliyordu, açıklama yapıyordu, 10 milyon Euro parayı tıkır tıkır sayıyordu, ne oldu?
Açıkçası ben yanılıyor olmayı çok istiyorum; hatta öyle çok istiyorum ki, siz bu yazıyı okurken bu söylediklerimin tam tersinin gerçekleşmiş olmasını diliyorum. Ama biliyorum bu olmayacak. Çünkü sonunda taraftarlar başta olmak üzere herkes klasik Ali Demirhan türküsünü yeniden dinlemiş, Demirhan da şovunu yine yapmış olacak.
Ha, şunu da hatırlatayım!
Ali Demirhan bu kuluçkadan da civciv çıkartamazsa, Erzurumspor için bu defter artık bir daha açılmamak üzere kapanmış olacak. Ve artık bu şehir Ali Demirhan’ın ismi her geçişinde yüzüne sadece müstehzi bir ifade konduracak. Çünkü bunu Ali Demirhan’ın bizzat kendisi hak etmiş olacak.