Kim yaparsa yapsın, hangi partiden olursa olsun ben buna karşıyım. Seçim süreçlerinde Kur’an okumalar, dualar etmeler, türbeleri ziyaret etmeler, muhafazakar kesime göz kırpmalar falan, bunlar ters işler, yanlış şeyler.
Bir ara modaydı, taziyeye giden kendini çektiriyor, el altından paylaşım yaptırıyordu. Camiye giden kendini kameralara kaydettiriyor, her nasıl oluyorsa sineğin bile uçurtulmadığı mekanlarda böylesine rağhat ve profesyonel görüntüler çekilerek servis ediliyordu. Maksat tabiki muhabbet olsun diye değil; maksat muhafazakar kesim görsün, maksat mütedeyyin insanlar görsün ve tam puan versin.
Yemin ediyorum yazık, hem günah, hem de ayıp.
O okuduğunuz Allah kelamı var ya, sizi çalar çırpar, koltuk uğruna o ki alet ediyorsunuz ya yüce kitabımızı, vallahi o makamlarınız saşınızda paralanır sizin.
Bu işler öyle Kur’an okumayla falan olmuyor, o Kur’an’da ne denildiğine bakıyor musunuz? Mesela sizler dünyalık cukkalarken, fakirin fukaranın ne halde olduğunu düşünüyor musunuz? Kazandığınızı paylaşıyor musunuz, adaletle hükmedeliyor musunuz? Devletin imkanlarını babanızın malı gibi kullanırken, elini açmış devletten bekleyen garipleri düşünüyor musunuz?
Geldiğimiz noktaya bakınca, pek düşündüğünüz söylenemez ve zannediyorsunuz ki, siz seçim zamanlarında muhafazakar kesime şirin gözükünce tüm sorunlar hallolmuş olacak. Halbuki tam tersine, Allah’ın gazabını ve afatını kendi elinizle çağırmış oluyorsunuz.
Başta da dediğim gibi, kim olursa olsun; ister belediye başkanı olsun, ister başbakan, isterse başkan, hiç önemli değil. Dini değerler üzerinden prim kasmaya çalışan her kim varsa, ondan Allah sorsun.
Böyle bir yazıyı niye yazdığıma gelince; dün Ekrem İmamoğlu Hacı Bektaşı Veli türbesini ziyaret etmiş, dualar falan ederken bol bol fotoğraf çektirip servis edilmesine zemin oluşturmuş.
Siz ne dersiniz bilmiyorum ama ben böyle işlerden korkuyorum. Allah’a şükür böyle densizlikler ve dengesizlikler yaptığım için değil; tam tersine yapanlar yüzünden korkuyorum.
Çünkü Allah bela gönderirken kuru ya da yaş diye ayrım yapmıyor. Çizgiden çıkanı da helak ediyor, çizgiden çıkana itiraz etmeyip seyredenleri de helak ediyor. Şahsen benim bu duruma müdahale etme şansım yok, ancak ben yazdığım bu yazıyla bile buğzetmiş, haklı isyanımı dile getirmiş ve Allah’a sığınmuş oluyorum.
Diyorum ki, Allah’ım, sen bu densizler, sen bu dengesizler, sen bu hadsizler ve sen bu çizgisizler yüzünden beni ve benim gibi düşünenleri cezalandırma. Senden korkmayan asıl onlar ki, dünyanın kulu kölesi olmuşlar. Sen öylelerini makamlarıyla ve mevkileriyle birlikte rüsva et…!