İnsanlarda bir garip yani. Erzurumspor’un ortaya mücadele koymadan oynadığı ve sürpriz olmayarak da yenildiği maçlarda takımı eleştirmekten uzak duranlar, niyeyse son haftalarda hedeflerine Erzurumspor’u oturttular. Kabul ediyorum, Erzurumspor’u bende eleştirdim ama nahak yere eleştirmedim. Mücadele etmiyorlar dedim, sahada geziniyorlar dedim, maç bitsin de bir an önce gidelim havasındalar dedim. Buna kimsenin de itirazı olamaz zaten. Ama son üç haftadır oynanan maçları hesaba kattığımda ve yine bu maçların her birisinin ardındanda mücadelenin devam etmesi gerektiğini söyledim. Şimdi takımın mücadelesini, iştahını ve hırsını görmezden gelseydim, o zaman niyetim sorgulanabilirdi rahatlıkla. Ama herkes bilmeli ki, Erzurumspor’la ilgili olarak yaptığım eleştirileri kötü niyetli olmak şeklinde değerlendirenlerin asıl kendileri kötü niyetliydi. Şimdi bakıyorum da, takımın son üç haftadır oynadığı maçlarda en azından kazanmayı istiyor oluşunu hiç kimsenin gördüğü yok. Taklacı güvercinler bile bu kadar takla atamaz yani. Çok zor değil ki, eğriye eğri diyin, doğruya doğru diyin. Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün ve kim niyetini çamura batırıp çıkartırsa çıkartsın, ben takımın son haftalardaki performans tırmanışını görebiliyorum. Çünkü iyi niyetliyim ve samimiyim. Öyle başkaları gibi, Erzurumspor üzerinden hamaset yapmıyorum. Bu noktadan hareketli şunu söylemek istiyorum; takım bu şekilde mücadele ettiği sürece yanında olmak hepimizin asli görevi olmalı. Eksikliklere gelince, onları telafi etmek de, teknik heyetin ve yönetimin görevidir.