Gençlerbirliği ligin dibine demir atmış durumda. Bizim üç puan aldığımız maçımız da bu takımla olan maçtı. Şimdi sırada Altınordu maçı var ve Altınordu takımı da küme düşme hattında yer alan bir takım. Şimdi buradan hareketle akıllara şu kesinlikle gelmesin. Gençlerbirliği takımını yendik, bunları da yeneriz. Böyle bir şey yok, böyle bir rahatlık yok, olmamalı! Maç 90 dakika ve son düdük çalana kadar da kimin mağlup kimin galip olacağı hiç belli olmaz. Bu yüzden Erzurumsporlu futbolcuların Altınordu ile değil de sanki de liderle maça çıkacakmış gibi hazırlanması ve bu maçı çok ciddiye alması gerekiyor. Öyle ki, az bir şey rehavete kapılmak demek, tüm planların ve hesapların alt üst olması anlamına gelir.
Son birkaç haftadır oynanan futbol gösterdi ki, takımın tribünden yönetilmesi ile bu işler olmuyor. Hoca bildiklerini idmanlarda ne kadar anlatırsa anlatsın ve öğretsin, kulübe kenarında durmayınca taşlar yerli yerine oturmuyor. Bu bakımdan Muzaffer Bilazer’in cezasının sona ermesiyle birlikte takımdaki derlenip toparlanmanın çok daha dikkat çekici olmaya başladığını düşünenlerdenim. Şimdi Bilazer’in önünde kesinlikle geçmesi gereken iki maç engeli var. Bu maçlarda mağlubiyete izin vermez de, puan ya da puanların sahibi olursak, devre arasında çok daha rahat bir kafayla düşünme imkânı buluruz. Dolayısıyla bu iki maç sadece Erzurumspor’un değil, aynı zamanda Muzaffer Bilazer için de imtihan olacak. Benden söylemesi.