Pandemi sürecinde dünya ülkelerinin sağlık sistemlerinin nasıl çöktüğünü hep birlikte görmüştük…
Kabul edilemeyen hastalardan tutun da, hastane bahçelerinde yatırılanlara varıncaya kadar…
O dönemde Türkiye’de durum neydi ve nasıldı diye hatırlatmaya gerek yok elbette…
Ne var ki, bu direnç ve mücadelesinin kuşkusuz bir bedeli olacaktı; ancak buna rağmen bile dünyanın örnek gösterdiği bir sağlık sistemine sahibiz yine…
Bir takım aksaklıklar yok mu, var…
Gerek randevularda, gerek hekim noktasında aşılması gereken pürüzler yok mu, evet var…
Ama bu demek değildir ki, sağlık sistemimiz bu sorunların üstesinden gelemeyecek…
Üşenmeyin de, şöyle internette bir araştırma yapın bakalım, gelişmiş birçok Avrupa ülkesinde pandemi sonrası sağlık sistemleri ne alemde diye…
Gözlerinize inanamayacaksınız, çünkü kapanan hastaneler bile var…
Yani salgın fiili anlamda belki geride kalmış olabilir; ancak kayıplar bu kez sağlık sistemleriyle devam ediyor…
Böyle bir ortamda Türkiye’deki sağlık sistemini tartışmak bile emin olun abesle iştigal olur…
Bunlar gelip geçici durumlar…
Bunlar aşılabilir sorunlar…
Biz yeter ki ensemizi kızartmayalım, karamsarlığa kapılmayalım!
Muhalefeti anlarız, onlar zaten pusuda malzeme bekliyor da, bizim mahallenin sakinlerine ne oluyor, açıkçası anlamıyoruz…
Öyle ya…
Bizim mahallenin sahip çıkması gerekirken yerden yere vurduğuna eller ne yapmaz ki!
Uzun sözün kısası…
İnsaf…
El insaf…