Türkiye’de ana muhafelet partisi ile etrafında çöreklenen ittifak partilerinin 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde yaşadıkları hezimet ortada.
Şimdi zaten ittifak falan kalmadı da, kendi aralarında didişmeye başladılar. Önümüzde yerel seçimler var ve yine yarış bu partiler arasında olacak. Görünüşte bu durum Cumhur İttifakı partileri için avantajmış gibi duruyor olsa da, aslında başka meseleler de var.
Bir kere mevcut ekonomik koşullarda iktidar partisi yerel seçimlerden başarılı çıkacağını düşünüyorsa, yanılıyor. Çünkü son iki aydır ülkede bir zam furyası var ve bu yöndeki tepkiler artık iyiden iyiye yüze çıkmaya başladı. Hazır ana muhalefet ve yavru muhalefet partileri birbirine girmişken ben aradan sıyrılayım düşüncesi var ise, iktidar partisi kesinlikle yanılır ve çuvallar.
Bu yüzden öncelikle ekonomik şartların düzeltilmesi ve vatandaşın huzursuzluğunun giderilmesi lazım. Bu hayat pahalılığında sandığa gidecek olan vatandaşın gözünün açıkçası ittifakı falan göreceğine ben inanmıyorum.
Hadi bu sorunlar iyi kötü çözüldü, piyasalar sükut etti diyelim. Kaldı ki, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamasına göre; enflasyonun düşüşe geçmesi en iyi ihtimalle önümüzdeki yılın ortası. Ama yerel seçimlere de 7 ay falan var. Bu da demek oluyor ki, iktidar partisinin çok daha farklı formüller ortaya koyması ve seçim hazırlıklarını ona göre planlaması gerekiyor.
Bir diğer husus belediye başkan adaylarının kim olacağı konusudur. Ben şahsen AK Parti genel merkezindeki etkili ve de yetkili isimlerin yerinde olsam; illerdeki milletvekillerinin ve teşkilatların ne dediklerini zerre umursamam. Hele Erzurum’a doğrudan kulaklarımı tıkarım. Çünkü son 20 senedir Erzurum’da belediye başkanı belirleme işi şirazeden çıkmış ve güç gösterisine dönüşmüştür. Benim adamım, senin adamın, onun adamı gibi siyasi çekişmeler yüzünden belediyelerin ve dolayısıyla şehrin ve ilçelerinin kaderleriyle oynanmıştır. Diğer şehirlerde durum nasıldır bilmiyorum ama Erzurum için bu yaklaşımımı çok net bir dille ifade ediyorum. Hele hele milletvekili listelerini oluşturan parti kurmaylarının bu konuda hiç söz hakkı olmamalı diye düşünüyorum. Kısaca ne yapılırsa yapılsın, ama bu şehir birilerinin elinde oyuncağa dönüşmesin!