Erzurumspor’la ilgili sıcak gelişmelerin yaşandığı bir haftayı geride bırakıyoruz. Bildiğiniz üzere Ali Demirhan beraberinde Arap bir iş adamıyla Erzurum’a geldi, tesisleri gezdi ve Onursal Başkan Mehmet Sekmen’le görüştü ve gitti. İddiaya göre, kulübün satışıyla ilgili olarak somut bir karar bugün verilecek. Kulüp için Sekmen’in 10 milyon Euro istediği ve bu bedele ek olarak borçların kapatılmasını talep ettiği ileri sürülürken, ilaveten bir de profesyonel bir kadro kurulması şartı öne sürdüğü konuşuluyor. Doğru mudur, aslı var mıdır, yok mudur bilmiyorum ama eğer doğruysa bu konuşulanlar Sekmen bana göre en doğrusunu yapmıştır.
Çünkü Erzurumspor, 1. Lig ve ardından iki kez yükseldiği Süqper Lig’le tanışmış tanışalı bizler hep aynı sorunu konuşup duruyoruz. Para… Para… Para… Sonuçta her şey paraya dayanıyor, para olmayınca transfer olmuyor, para olmayınca futbolculara para ödenemiyor, para olmayınca prim verilemiyor, para verilemeyince sorunlar birbiri ardına geliyor.
Örneğin paramız olsaydı devre arasında transfer yapabilirdik ve yolumuza devam eder Süper Lig’e yükselebilirdik. Ama ne oldu, yapamadık.
Paramız olsaydı futbolcularımıza paralarını verebilir, primlerini ödeyebilir ve maçlarda canla başla oynamalarını sağlayabilirdik, ama yoktu, veremedik.
Görüyorsunuz; iş dönüyor dolaşıyor paraya geliyor. Bu yüzden kulübün satışı bana göre yapılması gereken en doğru iş olur. Takımın adı Erzurumspor olsun da, varsın şirket olsun. Erzurumspor bu şehri temsil etsin de, sahibi kim olursa olsun. Erzurumspor bu şehre layık olsun da, başkanı kim olursa olsun.
Hem işin bir de şu yönü var, ağır aksak ilerleyen, sorunlarından kurtulamayan, yönetimi belli olmayan ve sürekli belediyenin desteğine ihtiyaç duyan bir takım olmaktansa, Erzurumspor varsın Arap sermayesiyle yürüsün.
Ne var bunda?
Sanki öbür türlü Erzurumspor’a kim sahip çıkıyor?
Taraftarı mı?
Camia mı?
Eskitme topçu ve şimdi de hoca diye geçinen pespayeler mi?
Hayır, hiç kimsenin sahip çıktığı yok nasıl olsa. O yüzden kimse de bu işi milliyetçilik martavalına bağlamasın!
Takım düze çıksın da, satılması gerekiyorsa varsın satılsın. Bundan üzüntü değil, mutluluk duyarım ben. Çünkü amatör düşünmüyorum.