Cemreler teker teker düştü. Biri havayı biri suyu biri toprağı ısıtmak için düştüler. Hayırlı düşüşler olsun inşallah derken Mart ayı, yarısının yaz yarısının kış olduğunu gösterdi. Her taraf ısınmaya başlamıştı ama yeniden kar yağmaya başladı, demek ki sayılı günler gelmeden gitmiyor…
Eski bilenler; Rumi takvim mevsimleri dört tane olarak değil iki tane olarak öngörmüştür. Bu iki mevsim kış günlerini ifade eden Kasım ve yaz günlerine karşılık gelen Hızır Günleridir.
Hızır Günleri, menkıbelere göre Hızır Peygamber ile İlyas Peygamber’in buluştuğu Hıdırellez günü başlar. Kasım Günleri ise 8 Kasım’da başlayarak Hıdırellez vaktine kadar sürer.
Cemreler Düşüyor
1.Cemre: Gücük ayının 7.gününde cemre havaya düşer. Havalar ısınmaya başlar. 2.Cemre: Gücük ayının 14. gününde (20 Şubat-27 Şubat) cemre suya düşer. Sular ısınmaya başlar.
3.Cemre: Gücük ayının 21. gününde (6 Mart) cemre toprağa düşer. Toprak ısınmaya başlar.
Gâvurun Küfrü-Gâvurun Günü: Gâvurun günü, gücüğün çıkması ile Martın girmesi arasında (10-14 Mart arasında) olur. Gâvurun küfründe bacaya çıkılarak, aile fertleri sayısı kadar taş ayrılır. Herkesin taşı büyükten küçüğe büyük baca kenarına dizilir. Bir gün sonra taşlar kaldırılarak altına bakılır. Kimin taşının altından fazla böcek çıkarsa onun bu yıl nasibi bol olur.
Hizir Günleri – 6 Mayıs – 7 Kasım : Hızır günleri ise yukarıda da belirttiğimiz gibi Hızır Peygamber ile İlyas Peygamber’in buluştukları Hıdırellez günü başlar ve Miladi 7 Kasım’a yani havaların tadının kaçmasına kadar sürer. Hızır günlerinin başlangıcı, diğer adı ile Hıdrellez her kültürde farklı farklı kutlanır. Gül ağacının altına sabah ezanı vakti dilek yazıp-çizip gömmek en naif olanıdır. Günümüzde en moda olan kutlama biçimi ise Hıdırellez Ateşi yakarak üzerinden atlamaktır. Hıdırellez temalı partiler oldum olası adet- töremizde vardır.
Hıdrellez: Abrilin 23. günü yani miladi takvimde 6 Mayıs seneyi ikiye bölen gündür. “Ver Hıdrellez’i vereyim yazı” sözüyle yazın gelmiş olduğu doğrulanır. 14 Mart- 13 Nisan- İlk ay, baharında başlangıcı da olan Mart ayıdır. Bu aya, “Döl Dökümü, Kuzu Ayı, Yaz başı” gibi isimler de verilir. Mart ayı Rumi takvimin birinci ayıdır.
14 Nisan- 13 Mayıs: Konveksiyonel yağışlar dönemi ise Nisan ayıdır. Bu aya, “Yağmur Ayı, Yağar Ay” denilmektedir. Abril beşi Nisan ayının on dördüncü (Rumi birinci) gününden onsekizinci ( Rumi beşinci) gününe kadar süren sevimsiz soğuk günlerdir. Korkma kışın kışından, kork abrilin beşinden, camışi ayırır eşinden sözleri o günlerin ne kadar sert olduğunu vurgular.
14 Mayıs- 13Haziran:
Abrılı atlatınca Mayıs ayı gelir ki millet bahar geldi diye neşelenir. Ağaçların meyve vermek için çiçek açtıkları dönem Mayıs ayıdır. Bu aya, “Çiçek Ayı, Tut (dut) Ayı” denilmektedir.
Eski hesap Mayıs’ın beşi yeni hesap 18’inde bir fırtına daha vardır buna Filiz Kıran fırtınası derler.
Ülger Doğumu Fırtınası: Ülger yıldızı ( bazı bölgelerde Ülger Yıldızı denir), baba hesabına göre Mayıs’ın 18. günü (31 Mayıs) doğar.. Bu -Ülker Yıldızının herkese görünmeyen bir fırtınası vardır. Gün doğusundan şiddetli bir yel esen bu rüzgar Ülker ya da Ülger Fırtınasıdır. Bu rüzgâr insan, hayvan ve ekinlere zarar verir. Bu yüzden Ülker doğacağı gün hayvan dışarı çıkarılmaz, ahırların kapı ve pencereleri kapalı tutulur. Göçer köylüler hayvanları ile yaylaya bu ayda çıkarlar.
14 Haziran- 13 Temmuz Gündönümü: Ebe -dede hesabına göre Haziran’ın 12. günü (25 Haziran) gün döner. Otların yavaş kurumaya başlamasıyla daha yükseklerde yer alan yaylalara çıkılmaya başlanan ay Haziran ayıdır. Bu aya, “Yayla Ayı, Kiraz Ayı”denilmektedir.
Kuyruk Doğumu:
Hazirana kiraz ayının on beşinde meydana gelen bir fırtına her yıl olmayabilirmiş. Kirazların olgunlaşıp yenecek hale gelmesini beklerken, Erzincan’dan kirazlar, Tortum’dan vişneler müjde için yarışırlar. Ebe-dede hesabına göre Haziranın 18. günü (1 Temmuz) kuyruk doğar. Kuyruk Yıldızı da Ülger Yıldızı gibi doğduğunda mala davara zarar verir. 14 Haziran- 13 Temmuz yaz sıcaklarının gelmesiyle tahıl ürünlerinin hasat edilecek kıvama gelindiği dönem, Temmuz ayıdır. Bu aya, ‘Kotan Ayı, Orak Ayı” denilmektedir. Temmuz ayı hasat mevsimidir. Bu ayda en başta 1 Temmuz da Kutup Yıldızı olmak sureti ile teraziye benzeyen bir grup yıldız doğar. Bazı yörelerde “yedi kardeşler yıldızları” da denilir ama en parlakları Kutup Yıldızı’dır. Bu yıldız da mala davara zarar verir. Belki de bu yüzden Temmuz ayının eski dilde ki diğer bir adı da Güllük ayıdır. Eski hesap 18 Temmuz yeni hesap 31 Temmuzda da Terazi Yıldızı doğar. Temmuz 20 den sonra Çayır Biçilmeye başlar. Otları horom etmek ya da bağ etmek, kurutmak, otları yerine taşımak Ağustos ortalarına kadar sürer.
14 Temmuz-13 Ağustos: Meyvelerin olgunlaşıp dallarından düştüğü dönem Ağustos ayıdır. Orak Ayı adı verilmiştir. Hasat toplanmış işler hafiflemiştir. 28 Ağustos itibarı ile Leylekler ve göçmen kuşlar gitmeye başlarlar. 14 Ağustos- 13Eylül ayında ürünler harman denilen yerde toplanır ve tığ savurma denilen bir yöntemle buğday samandan ayrılır. Bu aya “Harman Ayı, Böğrüm Ay” denilmektedir. Hasat edilen ürünlerin değirmende işlendiği ay, Ekim ayıdır bu aya, “Şarap Ayı, Değirmen Ayı, Sulta Ay” denilmektedir. Yazın en sıcak günleri olmasına rağmen yağış fazla olur ve dışarıda istiflenen her şey çürümeye başlar onun için bu aya Çürüklük adı da verilmiştir. Bu günlerde çamaşır yıkanmaz, turşu kurulmaz, yaralar iyileşmez. Bu ayda Cuma günleri başlanılan işlerden hayır gelmeyeceğine inanılır.
14 Eylül- 13 Ekim ayı yaprak dökümüdür. Güz yağmurları başlar. Yaylalarda bulunan hayvanlar ahırlara çekilir. Ağustosun 15 inden Eylül sonuna kadar Ceviz ayı, ilk Güz, İstavrit isimleri ile de anılır. 8 Eylül’de yapraklar dökülmeye başlar ve 29 Eylül’de ağaçlardan su çekilmeye başlar. Ekim ayına Koç Ayı denilir ve bu ayda bir fırtına vardır. 8 Ekim de ki bu fırtına yaprak dökümü fırtınasıdır.
Herkese sağlıklı mutlu bir yaz diliyorum.