Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen ay açıkladığı Sosyal Konut Projesi, inşaat sektörü için yeni bir canlılık fırsatı olacak. Senelerdir bu sektörü yakından takip eden ve tüm sinir uçlarına hakim olan birisi olarak; şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu proje aynı zamanda hızlı bir yükseliş halinde olan konut fiyatlarına da etki edecek.
Ama tabi şu hatırlatmayı yapmakta da fayda görüyorum: Erzurum, inşaat sektörünün sınırlı süre içerisinde faaliyet gösterebildiği bir coğrafyaya sahip. Yani Nisan ve Mayıs aylarında başlayan inşaat sezonu, en geç Eylül ayında sona eriyor. Bu da yaklaşık beş aylık bir zaman dilimine denk geliyor ki; yılın yarısından fazlasında sektör yatmak durumunda kalıyor. İnşaat sektörüne bağlı yüzlerce iş kolunu da hesaba katacak olursam; bu da şehir ekonomisi için çok büyük bir ticaret hacmini ifade ediyor. Şimdi gelelim bu projenin Erzurum gibi sezonun sınırlı olduğu illerdeki etkisine. Şurası muhakkak ki, Erzurum’daki sektör bileşenleri ülkenin batısındaki meslektaşlarıyla aynı şansa sahip olmayacak. Örneğin bir İzmir’de Ocak ve Şubat aylarında sektörde faaliyetler sürerken, Erzurum’daki inşaat sektörü buz tutmuş olacak. Bu da doğrudan Erzurum’daki inşaat sektörü için dezavantaj anlamına geleceğinden, maça da bir-sıfır mağlup başlanmış olunacak. İşte aradaki bu boşluğu ortadan kaldırma ve şartları eşitleme adına diyorum ki, Erzurum’daki inşaat sektörüne pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır. Yani Erzurum’da inşaatla iştigal eden firmalar, yükleniciler, müteahhitler, faaliyet gösterdikleri alanlarla ilgili olarak vergi indirimi ve muafiyetlere kavuşturulmalıdır. İşte o zaman fırsat eşitliği sağlanmış olacaktır.