Bizim insanımızın değişmez bir alışkanlığı var, o da her şeyi devletten beklemek. Örneğin hayat pahalılığından, fahiş fiyatlardan ve istismardan bahsederken bile kendi üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmiyoruz.
Mesela Maliye’nin ihbar hattı var, Ticaret Müdürlüğünün benzer bir hizmeti var, hepsi diyor ki, “Fiyatlarla ilgili karşı karşıya kaldığınız herhangi bir istismarı anında bildiriniz!”
Günde hepimiz kim bilir kaç kez bu yönde bir durumla karşılaşıyoruz, ama ne yazık ki bu ihbar hatlarına durumu bildirir bir davranış sergilemiyoruz.
“Bana ne diyoruz, bize ne” diyoruz.
“Biz yapmayalım, başkası yapsın” diyoruz.
Ama bilmiyoruz ki, biz yapmazsak başkası da yapmayacak.
İşte istismarcılar da bizim bu huyumuzu bildiklerinden diledikleri fiyatı uyguluyor, diledikleri kazığı atıyorlar piyasada.
Nasılsa itiraz eden yok, nasılsa hakkını arayan yok, nasıl olsa ihbar eden yok!
Denemesi bedava; bu ihbar hatlarına birkaç kez ihbarda bulunalım bakalım ondan sonra kim bu kadar rahat olabiliyor? Kim piyasada dilediği gibi at koşturabiliyor.
Çoğunuzun “serbest piyasa ekonomisi” dediğini duyar gibiyim.
Tamam da, serbest piyasa ekonomisi demek, milletin zamlarla ve fahiş fiyatlarla ümüğüne binmek anlamı taşımıyor ki!
Fiyatlar üç kuruş fazla olur, üç kuruş düşük olur, buna sözüm yok.
Ama fiyatlar arasındaki fark 5 liraları 10 liraları buluyorsa, bunun adı serbest piyasa olamaz!
Bunun adı olsa olsa fırsatçılık olur.
Fırsatçılığı ortadan kaldırmanın yolu da, hak aramaktan geçer.
O yüzden çağrımdır; karşılaşmış olduğunuz her istismarı ilgili kurumlara bildirmekten imtina etmeyin!
Korkmayın, kimseyi asıp kesmiyorlar!
Bunu denemiş ve alışkanlık haline getirmiş biri söylüyor bunu, yani ben söylüyorum…