İşitiriz bazı bazı; “Falanca ile Erzurumlu bürokrat atanmış, müdür atanmış, rektör atanmış, vali atanmış” diye…
Ne deriz hemen?
Dadaş Müdür…
Dadaş Vali…
Dadaş Rektör…
Ardından ekleriz:
“Göğsümüz kabardı…”
“Gurur duyduk…” falan…
Ama kendi şehrimizde böyle atamalar olunca da, hemen kıyametleri kopartıveririz…
“Erzurum’da adam mı yoktu?” diye…
Bize sorarsanız yanlış bir bakış açısı bu… Atamayla adamlığın ne ilgisi var Allah aşkına? Erzurumlu birisi başka şehirlerde önemli görevlere getirilince adam oluyor da, Erzurum’da başkaları görev alınca adamlık tartışma konusu mu oluyor?
Bu işlerde önemli olan kabiliyettir, maharettir, liyakattir…
Beceriksiz bir Erzurumlu Erzurum’da müdür olup Erzurum’un ömrünü tüketeceğine hiç olmasın daha iyi!
Bakın, şehrin hali ortada…
Bizim birbirimize ettiğimizi düşman bize etmiyorken, kalkıpta niye böyle bir şehir milliyetçiliğine takılıyoruz ki!
Aşalım bunları artık!
Üzerinde debelenip durmayalım böyle saçma sapan işlerin…
İşimize bakalım, yolumuza bakalım, şehrimize bakalım!
Bakalım ki, kimin kime ne faydası onu görelim!
Bakalım ki, taşı taş üstüne kim koyuyor, karar verelim!
Gerisi boş söz…
Gerisi fasarya…
Gerisi hikaye…