Yazıma böyle başladım, çünkü dün Adana Ceyhan’da kapalı bulunan petrol kuyularının altında hem de en kalitelisinden petrol yatağı bulunduğu ortaya çıkınca, bu ülkenin başına örülen çorapların ne denli büyük olduğunu bir kez daha anladım.
1960’lı yıllarda Ceyhan’da petrol arayan yabancı şirketler, burada petrol olmadığı kararına vararak, kuyuları kapatıyor, gidiyor. Aynı kuyular Ceyhan depreminden sonra yeniden inceleniyor ve yine petrol olmadığı söyleniyor. Ama 2 yıl önce bölgede başlatılan petrol arama çalışmaları ortaya koyuyor ki, bu bölgede hem de en kalitelisinden petrol yatakları mevcut.
Görüyor musunuz?
Şimdi anlayabiliyor musunuz Türkiye’nin üzerinde oynanan oyunları. Allah bilir ya, Türkiye’nin dört bir yanında bu kapalı petrol kuyularında kim bilir kaç bin varil petrol yatıyor. Ve ilginçtir bu petrol kuyularının tamamını açıp kapatan da yine yabancı şirketler.
Sana diyorum ey okur!
Bu satırları okuyorsan ve gerçekten milli ve yerli düşünüyorsan eğer, bana hak vereceksin. Şu anda iktidarda bulunan siyaset anlayışı, bu ülke kendi kendine yetsin diye, enerjisini de üretimini de yerli ve milli anlayışla yapsın diye uğraşıyor.
Daha düne kadar İsrail’in kapısında insansız hava aracı olan heronlardan alabilmek için bekliyorduk. Ama bugün bizden SİHA, İHA alabilmek için onlarca ülke kapımızda bekliyor.
Karadeniz’de gaz bulduk, Akdeniz’de de bulacağız, Karadeniz gazını ise bu yıl sonunda kullanmaya başlayacağız.
Şimdi daha iyi anlıyor musun Yunanistan neyin peşinde, Amerika neyin peşinde, Fransa neyin peşinde?
Zengin altyapı kaynaklarımızı bize kullandırtmamanın peşinde. Bunun için de her türlü alçaklığı yapıyor, içerideki alçaklarla her türlü işbirliğine giriyorlar.
Allah korusun!
Bu hükümet gider de, yerine altılı ganyan masası kurulursa eğer, ortada ne gaz bırakırlar, ne petrol bırakırlar, ne İHA kalır, ne de SİHA kalır. Tüm kazanımlarımızı birer-ikişer yok eder bunlar. Çünkü ağa babaları öyle istiyor. Yoksa bundan 60 sene önce açılan ve altında petrol olduğu da çok iyi bilinen kuyular kapatılır mıydı?
Bu sadece bir örnek, kim bilir bunca zaman başımıza daha hangi çorapları örmüştür bunlar!