Beni tanıyan okurlarımdan bazen Erzurumspor yorumlarımla ilgili olarak sitemler alıyorum. Eleştirilerimde haklı olduğumun altını çizerek, diyorlar ki; bunları yüksek sesle dile getirmemek lazım. İyi de, eleştiri yapmak kalite demektir, eleştirilen taraf için kaliteye ulaşmak demektir. Kaldı ki, eleştirilerimde haklı olduğumu söyleyenler de yine okurlarım… Hem haklı olup, hem de susmamı istemeleri her ne kadar garip kaçsa da, şunun altını özellikle çizmek isterim ki, her Erzurumsporlu gibi ben de bu takımın iyiliğini çok isterim. Eleştirilerim de işte bu yüzdendir. Bu işin bir boyutu, bir de diğer boyutu var ki, benim yazdıklarım taraftarların dil getirdiği şeylerle de örtüşüyor. Hem taraftarlar eleştirilerini benim gibi hafifte yapmıyor. Kulübün resmi hesaplarına yapılan öyle yorumlara rastlıyorum ki, gerçekten bu beni bile incitiyor. Bu yüzden yazılarımla ilgili olarak beni haksızlık etmekle suçlamayın lütfen! Dost her zaman acıyı söyler ve ben de bu takımın ve bu yönetimin dostu olarak görüyorum kendimi.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra gelelim Pendikspor maçı hazırlıklarına; bir iş vesilesiyle gittiğim tesislerde, takımın idmanını kısmen de olsa seyretme fırsatı buldum. Takımın performansı gayet yerindeydi, ama hepimiz biliyoruz ki idmandaki durum çoğu zaman sahaya yansımıyor. Bir de sezonun ilk maçı olması nedeniyle ne Pendikspor bizi tanıyor, ne de biz onları tanıyoruz. Ama onlar bizim yaz sezonunda oynadığımız 7 maçta da galip gelemediğimizi çok iyi biliyor. Bu bile onlar için ekstra bir motivasyon özelliği taşıyor.
Umudum sahadan galibiyetle ayrılmak; ancak şartlar gösteriyor ki, Erzurumsporlular olarak bizler karın ağrısı çekmeye yine devam edeceğiz.