Son birkaç gündür CHP’deki kaynamayı yazıyoruz ama İYİ Parti’de de durum farklı değil…
Üst düzey istifaların ardından Meral Akşener de, tıpkı Kemal Kılıçdaroğlu gibi partinin başında kalacağının sinyallerini verdi…
Kulis bilgilerine göre, demiş ki Akşener:
-İsteyen aday olabilir, ben de adayım!
Seçimleri kaybetmiş bir ittifakın ortağı olarak Akşener’i bu kadar iddialı kılan nedir diye soracak olursanız, şöyle izah edelim:
Hatırlarsınız, masadan bir kalkış aksiyonu vardı Akşener’in ve bir de her ne olduysa gerisin geriye aynı hızla dönüşü vardı…
İşte bu aksiyon, Akşener’in tutunacağı tek dalı…
Çünkü seçim yenilgisiyle ilgili olarak bu kalkış ve geri dönüş, elindeki en büyük kozu… Yakın çevresine de onu diyormuş zira:
- Ben bu adayla zaten kazanılmaz demiştim, dolayısıyla seçim yenilgisinden sorumlu tutulacak olan en son kişi de benim…
İyi…
Güzel…
Hoş da…
Bunu demiş olmanız neticeyi değiştirmiyor Sayın Akşener!
Ne demiş olursanız olun, hangi aksiyonu göstermiş olursanız gösterin, karşınızda hem de kabak gibi duran bir hakikat var ki, o da Millet İttifakı’nın ortağı olduğunuzdur…
Yani?
Yanisi şu:
HDP ile -açık ya da gizli fark etmez- işbirliğini Millet İttifakı olarak yaptınız!
Üstü açık ya da örtülü hiç fark etmez; FETÖ tarafından Millet İttifakı olarak siz desteklendiniz…
Selahattin Demirtaş başta olmak üzere teröristlere özgürlük vaadinde Millet İttifakı olarak siz bulundunuz…
Daha sayalım mı, ne dersiniz?
Hiç gerek yok…
Uzun sözün kısası şudur Meral Hanımefendi:
Masadan kalkarak sergilediğiniz o tavır, sizi sorumsuz kılmaz ve dahi mesuliyetten de kurtarmaz…
O yüzden…
Biz ve dahası herkes –kusura bakmayın ama- Haticeye değil neticeye bakarız…
Haaa!
Siz derseniz ki,
-Biz işin hatice tarafındayız, diye…
O halde sizin de “kazanamayacak aday” diye tarif ettiğiniz kemal Kılıçdaroğlu’ndan hiçbir farkınız kalmaz…
Çünkü ikiniz de sürekli aynı hataları yapıyorsunuz!