Kasaplar Federasyonu Başkanı, konunun vehametine dikkat çekebilmek için başka bir örnek verseydi, belki bu kadar başarılı olamazdı:
Ne dedi Başkan Fazlı Yaçındağ?
- Süt ve yavru veren inekler kesiliyor, inek olmazsa ben mi dana doğuracağım?”
Evet, bir anda gündem oldu bu açıklama…
Olmalıydı da, çünkü tehlike hakikaten çok büyük şu anda.
Bakın!
Son 10 gündür bu konuya ilişkin bizim de uyarıcı mahiyette yayınlarımız oldu, yazılarımız oldu.
Hoş laf olsun, torba dolsun diye de yazmıyoruz bunları…
Yetkili makamlar duysun da, gereken önlemler alınsın diye yazıyoruz, çiziyoruz, söylüyoruz…
Yoksa ne hayvancılıkla bir iştigalimiz ne de tarımsal üretimle bir meşguliyetimiz var…
İşin uzmanına soruyor, konuyu gündeme getiriyor ve gereken çağrıları yapıyoruz…
Tabi biz bu çağrıları yapıyoruz yapmasına ya; aynı zamanda tarihe bir de kayıt düşmüş oluyoruz…
Yani, uyardığımız hususlar dikkate alınmaz da, yarın bir gün korktuğumuz başımıza gelirse, birileri topu taca atmasın diye yazıyoruz…
Ne diyoruz şu sıralar:
Et krizi kapıda!
Çözümü ne?
Kısa vadede canlı hayvan ithalatı...
Yapıldı, yapıldı…
Yok eğer yapılmaz da manzarayı seyre dalarsa birileri; aylar sonra bu haberleri gözlerinin önüne sermesini de biliriz…
Hiç sağa-sola atmayın!
Hiç bahane üretmeyin ve de hiç çamura yatmayın!
-Biz sizi uyarmıştık, gerekeni yapın, demiştik der ve kenara çekiliriz…
Öyle ya!
-Koskoca Kasaplar Federasyonu Başkanı boşuna mı söyledi, deriz:
Danayı ben mi doğuracağım? Diye…
O yüzden hiç kimse öküzün altında dana aradığımızı zannetmesin!
Biz sadece ve sadece bir hakikatten bahsediyoruz…
O hakikat ise, hayvancılığımızın son nefesini vermek üzere olduğudur…
Hem ne diyoruz, biliyor musunuz?
Allah vere de, Kasaplar Federasyonu Başkanı’nın bu serzenişi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kulağına da değe… Zira biz meselenin bu kadar vahim olduğundan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haberdar edilmediğini düşünenlerdeniz…
Öyle olmasa bugün bunları konuşuyor olmazdık belki de…