Dün yazdığım yazımda Erzurumspor’un yapacağı en büyük hata, rakibini küçümsemek olur demiştim. Nitekim Teknik direktör Hakan Kutlu’da aynı uyarıyı dün yapmış futbolcularına ve demiş ki, ayaklarınızı yere sağlam basın ve bu maçta çok dikkatli olun. Altay maçı üzerinizde rehavet oluşturmasın, rakibi küçümsemeyin ve maçın başladığı ilk andan son anına kadar koşun.
Sosyal medyaya yansıyan bu açıklamalar gösterdi ki, Hakan hocamızda bizim düşündüğümüz gibi düşünüyor. Çünkü bir futbol takımının başına gelebilecek en kötü sonucu rehavet ve rakibi küçük görmek hazırlar.
Bu yüzden bu uyarının mutlaka dikkate alınması gerektiğini ve Adanaspor’un sankide ligin lideriymiş gibi kabul edilerek maça öyle çıkılmasının lazım geldiğini bende hatırlatmak istiyorum.
Bu arada Erzurusmpor yöneticilerinin maçların taraftar ilgisini yeterince görmediği yönünde bazen yakınmaları oluyor. Ben şahsen onlarada hak veriyorum, maçlara gelmeyen taraftarlarada hak veriyorum ama bu sorununda karşılıklı biçimde çözüleceğini düşünüyorum.
Taraftarın maçlara gelmemesinin sebebi, oynanan kötü futbol, kötü sonuçlar, kadro yetersizliği falan. Peki bunlar mazeret midir, değildir. O halde taraftarlar topu taca atmayacak ve o tribünleri ölümüne dolduracak ki, yöneticilerde takım için çalışmaları gerektiğini bilsinler. Yani taraftar ne kadar etkili olursa, yöneticilerde kendilerini o kadar baskı altında hisseder ve ona göre çalışır. Taraftar tribünü boş bırakırda yönetimden ultra kalite kadro isterse, işte burada külahlar değişir. Haklı olarak yöneticilerde şunu der: ne verdiniz ki, ne istiyorsunuz?
Gördüğünüz gibi her iki tarafta kendi penceresinden haklı durumda. O halde bu kısır döngüyü değiştirecek olan ve ilk adımı atması gereken taraftarlar olmalıdır. Çağrım bu yüzde taraftarlarımıza olacak.
Desteğinizle o tribünlerin altını üstüne öyle bir getirin ki, yöneticilerde sizin beklentinizi karşılasın. Yoksa bu kısır döngü devam edip gider.