Her sezonu ayrı ayrı ele alıyoruz, boşa koyuyoruz dolmuyor, doluya koyuyoruz almıyor resmen…
Erzurumspor’la her sezon ayrı bir sancıyı, her ligde ayrı bir sıkıntıyı yaşıyoruz…
Ve dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz.
Normal şartlarda çekilen her sıkıntıdan bir ders çıkartılması ve aynı sıkıntıyı bir daha yaşamamak için önlem alınması gerekirken; çok ilginçtir aynı şeyleri tekrar tekrar yaşayıp duruyoruz.
İlk kez Süper Lig’e çıktık, sorunlar ve sıkıntılar şöyleydi:
Transferlerden yana gülmedik, hocadan yana gülmedik, forvetten yana gülmedik!
Düştük bir alt lige…
Transferlerden yana gülmedik, hocadan yana gülmedik, forvetten yana gülmedik!
Sonra Süper Lig’e bir daha çıktık…
Transferlerden yana gülmedik, hocadan yana gülmedik, forvetten yana gülmedik!
Bir daha düştük alt lige…
Transferlerden yana gülmedik, hocadan yana gülmedik, forvetten yana gülmedik!
Tabi bu süreçte promosyonumuz da hiç eksik olmadı…
Yönetimlerden yana da gülmedik!
Yani bilmiyoruz da, aynı hataları tekrar etmekten ne anlıyoruz, onu da anlamadık!
Zevk mi alıyoruz?
Keyif mi alıyoruz?
Rezil olmaktan ve bir şehri rezil etmekten bu kadar mı hoşnut oluyoruz, kendimizi bu kadar mı iyi hissediyoruz?
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Bu nasıl bir anlayıştır?
Bu nasıl bir fikirdir, bu nasıl bir iştir?
Kimse kusura bakmasın ama dönüp dolaşıp aynı çukura düşmenin adı bildiğiniz ahmaklıktır, aptallıktır!
Sorunun ne olduğunu bile bile, göz göre göre o sorunu çözmemek zekâda geriliktir, çılgınlıktır, deliliktir!
Yani biz her sene bunun bedelini ödemek zorunda mıyız?
Yani biz her sene aynı şeyleri konuşmak zorunda mıyız?
Ondan sonra diyoruz ki, “bize niye stadyum yapılmıyor?” diye…
Yapılmaz tabi!
Adamlar da bakıyor ki, bizden nasılsa bir cacık olacağı yok, bu yüzden yeni bir stadyuma gerek bile görmüyorlar…
Ne de olsa, “Erzurumspor aynı tas, aynı hamam” diyorlar…
Varsın stadyumları da aynı olsun, ne çıkar!