İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir temel atma töreninde katılımın az olması sebebiyle partisinin ilçe başkanına çıkışıyor.
“Sen üyelerini programla ilgili olarak bilgilendirmedin mi?” diye de soruyor…
Haksız mı?
Aslında çok haklı, çünkü siyasi partilerin il ve ilçe başkanlarının, kendi partilerine mensup belediyelerin çalışmalarını pazarlama ve partilileri bu anlamda bilgilendirme gibi sorumlulukları vardır. Fakat gelin görün ki, bu sorumluluğu yerine getirenlerin sayısı sınırlıdır, hele Erzurum’da neredeyse hiç yoktur.
Erzurum’da herkes birbirini tanır, hangi parti olursa olsun ilçe başkanlarını da tanır. Şimdi girin bakalım bu ilçe başkanlarının sosyal medya hesaplarına, bakın hele ki ne paylaşmışlar kendi belediyeleriyle ilgili?
Emin olun şaşırırsınız çünkü neredeyse hiç birisinin böyle bir girişimi yok.
Sebebine gelince, ilçe başkanlarının ilçelerde yaptıkları iş az çok bellidir, belediye başkanlığı koltuğuna oturmak.
Bu yüzden de hangi belediye başkanının hangi hizmeti ya da yatırımı yaptığı onun için önemli değildir. Hatta yapmamış olması daha çok işlerine gelir ki, bu da koltuğa oturmayı daha çok kolaylaştırır.
İşte siyaset, insanlar sayesinde böyle çirkin bir şey ve ne yazık ki bu hataya en çok da sağı temsil eden siyasi partiler düşüyor.
Yani belediye başkanlarına, belediye çalışmalarına destek olalım diye düşünen yok bizim mahallede. Varsa yoksa sen ve ben kavgası.
Bu arada, ilçe başkanlarının başları dara düşünce de koşup geldikleri yerler belediyeler olur, burası da çok net yani.
İşte sol partilerin bizimkilerden çok daha iyi yaptıkları iş bu; kendi partili belediyelere ölümüne sahip çıkıyorlar. Bakmayın siz İBB Başkanı İmamoğlu’nun attığı fırçaya, o işin altında başka işler vardır, nitekim öğrendiğime göre de varmış zaten.
Demem o ki, ey ilçe başkanları! Bırakın koltuk hayali kurup, kendi partili belediye başkanlarınızın arkasından oyunlar oynamayı da, ilçe başkanlığınızın hakkını verin. Yoksa siz herkesi kör, alemi sersem mi zannediyorsunuz? Çevirdiğiniz filmler ve yaptığınız manevralardan haberimiz yok mu sanıyorsunuz? Öyleyse yanılıyorsunuz. Ben bu kadarını söylemiş olayım da, gerisi size kalmış!