İKİ ÖRNEK 

Aslında bu muhabbete pek girmeyi düşünmüyordumda, olanı biteni gördükten sonra ben de bir iki satır karalayayım dedim. 
Biri seccade meselesi, diğeri İYİ Partinin temayül yoklamasındaki arbede ve kavga meselesi. Kemal Kılıçdaroğlu seccadeyi görmedim dedi ama maşallah görmediği yerde onlarca fotoğraf çektirmiş. Ve bu adam ülkeyi yönetmeye aday, daha ayağını nereye basacağını bilmeyen bir adamın sağlam adımlarla ilerlemesi mümkün müdür? Bence değlidir. Hadi diyelim basireti bağlandı, tutuldu, şaşırdı. İyide koskoca CB adayının ekibide mi yoktur, yani kafasına göre mi kalkıp iftar yemeklerine gidiyor. Nasıl fotoğraflar çekileceğini kendisi mi belirliyor, danışman ekibi mi belirliyor? Gerekçesi yada içerisi ne olursa olsun, Kemal Kılıçdaroğlunu sonuç bağlıyor en nihayetinde. Ve Kılıçdaroğlu duvara çok fena toslamıştır. 
Gelelim İyi Parti’ye. Ankara’daki temayül yoklaması öyle bir hale gelmiş ki, yumruklar  ve tekeler havada uçuşmuş, Sandıklar devrilmiş, adaylar dövülmüş, delegeler tehdit edilmiş, kısacası çarşı karışmış tas itmiş. 
Ve şimdi bu adamlar kalkmış ülke yönetmekten bahsediyor. Daha demokrasiyi içselleştirebilmiş değiller. Daha birbirleriyle geçinemiyorlar, kalkmışlar 6 partiyle birden ortaklık kurmuşlar. Altı parti dediysem, kendileri dahil değil elbette. Çünkü o masada bu altısının dışında bir de PKK, pardon yani HDP oturuyor.