Daha düne kadar Muharrem İnce düşmanlığı yapan CHP’liler, şimdi Muharrem İnce güzellemesi yapar olmuşlar. Şu siyaset nelere kadir, öyle değil mi? Hele sosyal medyada İnce’ye gösterilen ilgiyi görünce, akıllarından oluyorlar.
Tabi bir yandan da Muharrem İnce’yi kendi saflarına dahil edebilmenin derdindeler ki, ben şahsen İnce’nin böyle bir hataya düşeceğini hiç zannetmiyorum.
Çünkü Cumhurbaşkanlığına adaylığından sonraki süreçte öyle bir cephe aldılar ki adama; deyim yerindeyse tavanından tabanına topyekün uğraştılar.
O ne yaptı, partisini kurdu ve belirli bir kitle oluşturdu arkasında. Şimdi de o kitleyi büyüterek ilerlemeyi planlıyor. Hakkıdır da, zaten bunu yapmaması yanlış olur. Hele bu saatten sonra kalkıp CHP ile aynı çizgide yürümek siyaseten bir intihar olur ki, tarih çöplüğü bu ve bunun gibi örneklerle doludur.
Peki, Muharrem İnce bundan sonra ne yapmalıdır?
Yapacağı şey çok basit, bildiği yolda ilerlemeli, kendi siyasetini kendisi yapmalı, Cumhurbaşkanlığına aday da olmalıdır. Mecliste grubunu kurmalı, kendisine olmadık zulümleri reva gören CHP’nin yeni alternatifi olma yolunda emin adımlarla ilerlemelidir.
Gelelim AK Parti’ye. AK Parti, bu seçim sürecini çok ciddi bir hassasiyet ve titizlikle yürütmelidir. Adayların belirlenmesinden izlenecek seçim stratejilerine varıncaya dek atılan her adım özenle seçilmeli, ağızlardan çıkacak her söz dikkatle seçilmelidir. Sosyal medya çok iyi kullanılmalı, muhalefetin öne süreceği argümanlar vakit kaybetmeden ve algıya dönüşmeden anında çürütülmelidir. AK Parti bunu başarabilirse, 14 Mayıs seçimlerinden yine zaferle çıkacak ve Yeni Türkiye Yüzyılı başlayacaktır. Sonrasını söylemek gerekirse de, bu yeni yüzyılda artık Kemal Kılıçdaroğlu da, Meral Akşener de olmayacaktır.