İletişim dedim, enformasyon dedim, Erzurumspor yönetimi her yönüyle kamuoyuna açık olmalı dedim. Dedim, dedim dinletemedim. Mağlubiyetlerin ardından nasıl bir yol haritası oluşacak diye sordum, yanıt alamadım. Demek ki, yeni yönetimin tarzı da böyle, tıpkı önceki yönetimler gibi. Son olarak ne demiştim, Bilazer yönetiminde bu iş yürümez diye… Ona yönelik herhangi bir gelişme de görmedik, ışıkta görmedik. Demek ki yönetim Muzaffer Bilazer’in cezalı olduğu için takımın başında bulunamıyor oluşunu mağlubiyetlerin temel sebebi olarak görüyor. Halbuki değil, Bilazer değil yedek kulübesinde, bu oyun sistemiyle sahanın ortasında bile olsa sonuç değişmeyecek. Yanılan ben olayım, haksız yere eleştiren ben olayım istiyorum. Keşke önümüzdeki haftalarda oynanacak maçlarda bu gidişat değişse ve ben yine bu satırlardan yersiz endişem için sizlerden özür dilesem. Ama maalesef görünen köy kılavuz istemeyecek, benzer sonuçları bu takım ilerleyen haftalarda da hem de peş peşe görecek.
Çözüm konusunda ısrar etmemin sebebi bu; Muzaffer Bilazer iyi bir futbol adamı, ancak iyi bir teknik direktör değil. Hele böyle bir Erzurumspor için yeterli bir teknik direktör hiç değil. O yüzden Bilazer hocayı da kırıp dökmeden, sportif direktörlük görevine devam etmesi kaydıyla da olabilir, yeni bir hocayla değiştirmek lazım. Şahsen ben böyle düşünüyorum ve eminim benim gibi düşünen binlerce taraftar var. Benimki sadece bir dost uyarısı, yine diyorum inşallah ben yanılırım ve özür dilerim. Ama ay bacayı aştıktan sonra yönetim özür dilese bile kalkamaz bu mesuliyetin altından.