Geçtiğimiz hafta bazı siyasi parti ilçe başkanları ve yine o partilere mensup belediye başkanları arasındaki iletişim-etkileşim konusunu yazmıştım.
Hatırlatmak için şu kadarını söyleyeyim, demiştim ki; “İlçe başkanları, partilerine mensup belediye başkanlarına destek olmuyor” diye.
İsmi lazım değil, bir ilçe başkanı dostum, yazdığım bu yazıdan mütevellit biraz sitem etti bana; dedi ki: “Ben partili belediye başkanımın hizmetlerini ve yatırımlarını her yerde anlatıyorum, sosyal medyamda bile paylaşıyorum”
Hazır elime düşmüşken, aç hele dedim şu sosyal medya hesabını da bir bakalım. Nitekim açtık ve baktık.
Ne gördüğümüze gelince; evet belediye başkanının paylaşımlarını paylaşmıştı bu ilçe başkanı ama… Ne hikmetse sadece kendisinin olduğu fotoğraf karelerini…
Ya diğerleri nerede? Dedim.
Başladı mazeret üstüne mazeret sıralamaya. Belki biraz daha uzatsam; “sosyal medya hesabımı kuzenim kullanıyor” diyecekti neredeyse.
İşte benim o gün anlatmaya çalıştığım buydu. Tüm ilçe başkanları için geçerli bu durum; ilçe başkanları olarak başkanlık yaptığınız ilçede belediye başkanı olma gibi bir hedefiniz ya da hayaliniz olabilir, bu gayet doğal bir durum. Ancak bir ilçe başkanı olarak; partili belediye başkanınızı sırf kendinize yol açmak için görmezden gelir ve gölgede bırakmaya çalışırsanız, bir kere etik açıdan kendinizi taca çıkartmış olursunuz. Bir de büyüklerin sıklıkla söylediği bir veciz hatırlatma var; “kim ne yaparsa yapsın kalbinin ekmeğiyle baş başa kalır” diye.
Yani siz kendinize rakip gördüğünüz belediye başkanlarını geride kalsınlar, parlamasınlar, hizmetlerinden kimseler de haberdar olmasın diye düşünüp arka planda bırakmaya kalkarsanız, arka planda asıl siz kalırsınız.
Demem o ki, ne doğrarsanız aşınıza, o gelir kaşığınıza. Hiç şaşmaz yani!