Salgında yeni bir döneme girdiğimiz ya da gireceğimiz aşikâr…
Dünya genelinde hızlı bir biçimde yayılan Omicron varyantı, uzmanların ifadesine göre; Şubat ayında zirve yapacak…
Kaldı ki, emareleri şimdiden görülmeye başlandı bile!
Baksanıza Türkiye’deki vaka sayılarına!
Arttıkça artıyor, katlanıp gidiyor…
Tabi, bir yanda bunlar olurken, diğer yanda hep bir ağızdan “kapanma” isteyen bir kesim var…
Hayret ki, hayret!
Be akılsızlar!
Bugün sadece bizim değil, dünya genelinde yaşanan ekonomik sıkıntıların başlıca sebebi bu kapanma ve kısıtlamalar değil mi zaten?
Kapandık, korunduk…
Yani bu kadar basit mi?
O kapanma ve kısıtlamalar yüzünden değil mi ülke genelinde arz ve talep dengesi bozuldu?
O kapanma ve kısıtlamalar yüzünden değil mi üretim azaldı, tüketim arttı?
Hem sağlığımız bozuldu, hem psikolojimiz, hem de ekonomimiz allak-bullak oldu…
Yetmedi mi?
Yetmez mi?
Bunca olup bitene rağmen halen daha kapanma ve kısıtlama edebiyatı yapıyorlar ya, aklımız, havsalamız almıyor bir türlü…
Kimse de çıkıp demiyor ki:
-Tedbirlerimizi alalım!
-Kullanmayı unuttuğumuz maskeleri gün yüzüne çıkartalım!
-Aşılarımızı yaptırarak bağışıklık sistemimizi güçlendirelim!
Dile kolay geliyor nasılsa:
-Kapanalım!
Böyle düşünenlere ne demek lazım aslında, biliyor musunuz?
-Siz en iyisi şu çenelerini kapayın!
Zira çığırtkanlığınız iyiden iyiye kafa açmaya başladı artık!