Erzurumspor’umuz sezonun başında açık konuşmak gerekirse kimsenin umurunda değildi ve ligin en zayıf halkası olarak görülüyordu. Doğrudan yada dolaylı olarak tüm rakiplerimiz, bizi öylesine hafife alıyorlardı ki, Erzurumspor için averaj takımı olur diyenler bile vardı.
Erzurumspor ne yaptı, bu algıyı yıkmayı başardı ve oynadığı futbolla ligin zirvesindeki takımları bile ürkütmeye başladı. Ta ki, Tuzlaspor maçına kadar. Hatırlarsanız, Tuzlaspor maçının izlediğim en kötü Erzurumspor karşılaşması olduğunu yazmıştım. O maçın bir benzerini inşallah bir daha izlemeyiz diyordum. Ama gelin görün ki, Tuzlaspor maçı kadar kötü olmasada, neredeyse benzer bir maçı yeniden izledim, izledik. Giresunspor gibi rahatlıkla galip gelip yeneceğimiz bir takım karşısında dut yemiş bülbüle döndük, ayaklarımız birbirine dolandı sanki. Hele Ufuk Budak tercihi nedendi, ona bir türlü anlam veremedim. Hakan Kutlu hoca böyle bir hataya niye düşer, bilmiyorum. Belki kafasında Ufuk Budak’ı kazanma fikri vardı, kim bilir, fakat bu fikir Erzurumspor’u üç puandan etti diyebilirim. Çünkü takım daha maçın başında çuvallamaya başladı. Elbette faturayı tek başına Ufuk Budak’a kesecek değilim; takım baştan ayağı kötüydü. Herkes kötü oynadı, top çevirdi durdu resmen. Giresunspor’da yaşı 30’u aşmış olan bir topçuyu kesmeyi ve önüne geçmeyi başaramadı.
Şimdi önümüzde zor bir rakip var, Göztepe ile Pazar günü evimizde karşılaşacağız. Erzurumspor bu dambur dumbur futbolu sürdürürse, biz bundan böyle ne evimizde maç kazanırız, nede dışarıda maç kazanırız.
Bu yüzden Hakan Kutlu hocanın takımın üzerindeki bu ölü toprağının bir an evvel silkelenerek atılmasını sağlaması gerekiyor. Talebelerinide bir güzel uyarması lazım tabi. Belli ki şımarıklık duygusu mücadele ruhunun önüne geçmeye başlamış.