Benim de üyesi olduğum bir sivil toplum kuruluşundaki arkadaşlarla sohbet halindeyken laf döndü dolaştı, liyakat konusuna geldi.
Dedi ki bir arkadaşımız;
“Ben Erzurum’daki bürokratların Erzurum dışından atanmalarına karşıyım! Bu şehirde bu şehrin evlatları yöneticilik yapmalı!”
Sorduk ki kendisine;
“Peki, Erzurumlu bir bürokratın Ankara, İzmir, İstanbul ya da bir başka şehirde yöneticilik yapması hakkında ne düşünüyorsun?” diye…
Cevabı net oldu:
“Bundan gurur duyarım!”
İkinci soruyu yönelttik hemen:
“Peki, ya bu duruma itiraz edilirse?”
Karşılık şu:
“Kim, niye itiraz etsin ki?”
Tam da istediğimiz gibi bir karşılıktı hem de…
Çünkü bize şöyle bir cevap hakkı ortaya çıktı, dedik ki:
“Erzurum’a Erzurumlu olmayan bürokratlar atanmasın isterken, başka illere Erzurumlu bürokratların atanmasından gurur duyuyorsun, öyle mi?”
Demezler mi adama?
“Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” diye...
Bu konulardaki görüşümüze gelince; bürokraside en güzeli, en iyisi ve de en doğrusu liyakattir bize göre…
İşi ehline vereceksiniz…
Kim olursa…
Ve nereli olursa olsun…
Gerisi hikâye!