Madalyonun diğer yüzü

 

Başıboş sokak köpekleriyle ilgili olarak görüşülen yasa teklifinin artık bir an önce ete kemiğe bürünmesi ve kanunlaşması gerekiyor… 
Çünkü her gün Türkiye’nin farklı bir vilayetinden köpek saldırısı haberleri geliyor… 
Kimi çocuk, kimi kadın, kimi yetiştin hiç fark etmiyor! 
Gruplar halinde gezen bu başıboş köpekler, insan hayatını tehdit etmeye devam ediyor… 
Dolayısıyla artık bu iş çığırından çıkmadan, hele ki, bir takım riyakârlara malzeme olmadan neticelendirilmelidir… 
Çünkü her yeni gün bir dengesize şov mazemesi oluyor bu mesele… 
TBMM’de haddi aşanlar mı dersiniz, ikinci Gezi Parkı tehditinde bulunanlar mı dersiniz, devlet yetkililerine hakaret edenler mi dersiniz, adına ne derseniz deyin; bu iş su kaldırmaya devam ediyor… 
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi; bunların derdi gerçekten sokak köpekleri mi?
Elbette değil… 
Bunların tek derdi var, o da mama sektörü… 
Çünkü bu öyle büyük bir pazar ki, bu pazardan nemalanan herkesin sesi bu yasaya karşı daha yüksek çıkıyor… 
Şimdi!
Bunlara deseniz ki, “O halde şu sokak köpeklerinden birer-ikişer de siz sahiplenin madem” diye, sesinizi bile duymazlar emin olun… 
Ancak iş şova, hakarete ve tehdite gelince, başı onlar çekerler… 
Hayvanlar elbette candır, elbette korunmaları gerekir; ancak aynı canlıların başka canlıların yaşam güvenliğini de tehdit etmemeleri şartıyla… 
Diyorlar ki, kısırlaştırın bu köpekler!
İyi de, sorun bu değil ki… 
Kısırlaştırılan köpeklerin sokağa yeniden salınmaları çözüm olsa, tamam… Ama kısırlaştırılan köpekler de sonuçta saldırabiliyor… 
Yani?
Yanisi şu: 
Bunlar istiyor ki, milyonlarca köpek ilgili kurumlar tarafından koruma altına alınsın, bakılsın ve beslensin… 
Neyle peki?
Neyle olacak, mamayla… 
Şimdi anladınız mı madalyonun diğer yüzü niye bu kadar lezzetli?