Bu sene bol yağışlı, bereketli bir sene oldu. Muhtemelen birkaç günü daha yağış olacak gibi duruyor. Tabi bu işin iklimsel ve mevsimsel boyutu, ancak bir de ekonomik boyutu var. Geçen sene kuraklık yüzünden çiftçilerin büyük ölçüde zararı olmuştu, fakat bu yıl öyle görünüyor ki, geçen yılın zararları bile telafi edilecek.
Ancak!
Geçen yılın üretim maliyetleri ile bu yılın maliyetleri elbette bir olmayacak. Çünkü akaryakıt ve özellikle motorinde yaşanan fiyat artışı sebebiyle bu yıl traktörler sadece mazot değil, aynı zamanda çil çil paraları da yakıyor olacak.
Hal böyle olunca, çiftçinin bu yıl ki verim artışı sevinci kursağına dizilmiş oldu. Yani tarlada mahsul bol ama o mahsulü toplayabilecek mazot ateş pahası.
Diyorum ki, devlet madem üreticiyi desteklemek için çeşitli sübvanse çalışmaları yapıyor, o halde mazot için de bir formül üretsin. Bunu tarım il müdürlükleri ile mi ziraat odaları ile mi yapar bilmiyorum ama çiftçinin kullandığı mazotla ilgili olarak mutlaka bir adım atılması gerekiyor.
Çiftçi gitsin ziraat odasına alsın çiftçilik belgesini ve traktörüne koyacağı mazota vergi ödemesin mesela; böyle bir muafiyet çiftçilere fevkalade bir rahatlama sağlar, nefes aldırır, işlerini yürütür.
En azından çiftçi tarlasındaki bol verimi kazanca dönüştürür, yaptığı işin harcı borcunu ödemiş olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir adım atacağına ben yürekten inanıyorum; keşke bu durumu siyasetçilerimiz kendilerine iletse de, bunun için gerekli hazırlıklar şimdiden yapılsa.
Görün, bakın!
Erdoğan’a böyle bir öneri sunulsun, yemin ediyorum o dakika gerekli talimatı verecektir. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mayası da, huyu da, suyu da milletten yana.