Şahsen benim de ve bu konuda yönetime çağrıda bulunan herkesin de aslında anlatmak istediği şey buydu işte.
Takımımız diri bir takım tamam. Gençlerden dolayı enerjisi de yüksek, tamam. Ama işte bu ligde bu durum sürdürülebilir değil. Çünkü kadrolumuzun alternatifi yok, oyuncularımızın yerini dolduracak ayaklar yok. Nitekim Samsunspor maçında da bunu bir kez daha görmüş olduk.
Öncesinde ne demiştim, bunun sakatlığı var, cezası var, falan diye. Öyle de oldu, Mustafa Yumlu’nun sakatlığıyla başlayan süreç, Shala ve Olanare’nin kırmızı kart görmesiyle devam etti. Oldu mu size tam 3 eksik futbolcu! Bunun idmanı var, antrenmanı var, var da var… Yani oyuncularımız sahada kart görebilecekleri ya da sakatlanabilecekleri gibi idmanda da sakatlık yaşayabilirler. Bunu garantisini de kimse veremez. İşte mesele de bu zaten; bu tür kötü sürprizlere hazırlıklı olabilmek için kadro derinliği şart, alternatif isimler olmazsa olmaz. Dolayısıyla ben şahsen transfer tahtasının açılmasını ısrarla isterken işte bu sürprizlere karşı hazırlıklı olunmasının lazım geldiğine işaret ettim.
Örneğin takımda ikinci bir forvet yok, Mustafa Yumlu sakat ve açıkçası onun yerini dolduracağımız oyuncumuz da yok.
Bu bakımdan önümüzdeki maçlar için konuşmak gerekirse bizim tahtanın açılması bu saatten sonra Allah’ın emri gibi bir şey!
Hele Samsunspor maçında sonra ki bu iş izzeti nefis meselesine döndü. Uzun sözün kısası tahta meselesi artık Erzurum için memleket meselesi.