Geçenlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dedi ki, “CHP’de Genel Başkanlık görevi hiç kimseye altın tepside sunulmamıştır”
Bu ne demek? Yani bu işler öyle kolay değil demek. Halbuki kendisinin CHP Genel Başkanlığı koltuğuna oturması çok kolay olmuştu. Peki ya buna ne demeli?
Bence buna itiraf denmeli, yani Kılıçdaroğlu bu işler öyle kolay derken, esasında kendisine CHP Genel Başkanlığı görevinin altın tepside sunulduğunu inkar etmiş oldu. Siyaseti yakından tanıyan birisi olarak ben Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlık mücadelesine hiç tanık olmadım. Ne bu yönde kulis yaptığını duymuşumdur, ne de arkasına kitleleri alarak sürüklediğini.
Adam akşam yatıp sabah genel başkan oldu ve her nasılsa liderlik koltuğunun kendisine altın tepside sunulduğunu inkar etmiş oldu.
Gelelim bu cümlenin altında yatan diğer bir mesaja. Kılıçdaroğlu Erzurum tabiriyle şunu demek istedi: “Siz cığ da deseniz, vığ da deseniz genel başkan benim ve bu koltuğu benden almak öyle sandığınız kadar kolay değil!”
Bu mesajın ardından İBB Başkanı İmamoğlu harekete geçmiş olacak ki, bu hafta içerisinde bir değişim manifestosu yayınlayacakmış. Tanju Özcan’ın adalet yürüyüşünü ise hiç hesaba bile katmıyorum.
Ben ne diyorum biliyor musunuz? Hazır CHP’de sular kaynarken, İYİ Parti rotasından çıkmışken, kısacası muhalefet sudan çıkmış balığa dönmüşken aradan yerel seçimleri de çıkartır önümüzdeki 5 yıl boyunca işime bakarım.
Tabi bunu yaparken de, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarını da iyice bir analiz ederim. Çünkü hep birlikte gördük ki, tabanı dikkate alan olmadı AK Parti Genel Merkezi’nde. Yukarıda birileri birilerine referans oldu, allem edildi, kallem edildi ve birbirinden manasız listelerle seçmenin karşısına çıkıldı. Bu sadece Erzurum’a has bir durum da değildi, neredeyse Türkiye’nin her ilinde benzer sıkıntılar yaşandı. İşte sıkıntıların çözümü değil de, devamı niteliğinde bir yol izlenirse, yerel seçim sonuçları hiç de iştah açıcı olmayabilir. Ben diyorum ki, hazır muhalefet kaynıyorken bunu fırsata dönüştürmek gerek. Tabi fırsatı tam anlamıyla kullanabilmek için de tabana kulak vermek gerek.