Nato kafa Nato mermer!

Ankara’dayız… 
Siyaset burada Erzurum’dan gördüğümüz gibi değil elbette… Burada atmosfer de farklı, görüş ve düşünceler de…
14 ve 28 Mayıs seçimlerindeki oy oranları üzerinden bir kıyas yapacak olursak; Başkent’te durum yarıya yarıya… Yani her iki kişiden birisi Cumhur, diğeri Millet ittifakı diyor… 
Hal böyle olunca mülahazalar da farklı oluyor ister istemez…
Bir hususun altını çok net çizelim! 
Ankara’da Millet ittifakının yaşadığı hezimetten ziyade, 6’lı ve +HDP ile 7’li masanın patronu Kemal Kılıçdaroğlu konuşuluyor daha çok… 
Hele önceki gün yapılan TBMM Başkanlığı seçimlerinden sonra ki, en uç CHP’liler bile Kılıçdaroğlu’na veryansın ediyor… 
Bir taksi şoförüyle konuştuk, atadan dededen CHP’liymiş…  
-Abi, dedi… Bu Kılıçdaroğlu’nu aday göstermiş olmak en başından çok büyük bir hataydı… 
-Öyleyse, niye oy verdiniz? Dedik… 
İşte cevap: 
-Erdoğan gitsin diye… 
Görüyor musunuz? 
Tıpkı başından beri ifade ettiğimiz gibi! 
Yani Millet ittifakının ardından koşanların kahır ekseriyetinin parti, siyaset, ülke ya da millet diye bir kaygıları olmadı… 
Tek dertleri Erdoğan’ın gitmesiydi ve sırf bu düşleri gerçek olsun diye Kılıçdaroğlu’na istemeye istemeye oy verildi… 
Peki, Kılıçdaroğlu ne yaptı?
Sırf adaylığını onaylatma adına CHP kontenjanından tam 35 milletvekili sandalyesini küsurat partilerine ikram etti… 
Dönelim iki gün öncesine… 
Kılıçdaroğlu sandı ki, TBMM Başkanlık seçimlerinde bu küsurat partisi vekilleri CHP’nin adayını destekleyecek… 
Onlar ne yaptı?
Kendi adaylarını çıkarttı ve İmamoğlu’ndan yediği ikinci darbenin ardından, üçüncü darbeyi de bu şekilde yemiş oldu… 
Hem de afiyetle… 
Her neyse… 
Sorduk ki o taksi şoförüne: 
-Bu pazar yeniden seçim olsa, yine oy verir misin CHP’ye? 
-Benim abim, dedi… Yeter ki Erdoğan gitsin, ben yine oy veririm Kılıçdaroğlu’na… 
Burası tam da sözün bittiği yerdi işte… 
Uzun lafın kısası: 
Kafa bu olduktan sonra Kemal Kılıçdaroğlu zor iner böylelerinin sırtından…